Bugün dünyanın her yeri, kaos ve karanlık içindedir. İnsanlığın çektiği ıstırap ve sefalet gün geçtikçe derinleşmekte, milletler krizden krize sürüklenmektedir. Yoksulluk, finansal güvensizlik, kıtlık, soykırımlar, acımasız işgaller, diktatörlükler, anlamsız savaşlar, aile çöküşü, yıkıcı yaşam tarzları, salgın suçlar, kadına yönelik şiddet, sağlık ve eğitim krizleri ve diğer felç edici sorunlar, insan yapımı sistemler ve beceriksiz liderler
Bugün dünyanın her yeri, kaos ve karanlık içindedir. İnsanlığın çektiği ıstırap ve sefalet gün geçtikçe derinleşmekte, milletler krizden krize sürüklenmektedir. Yoksulluk, finansal güvensizlik, kıtlık, soykırımlar, acımasız işgaller, diktatörlükler, anlamsız savaşlar, aile çöküşü, yıkıcı yaşam tarzları, salgın suçlar, kadına yönelik şiddet, sağlık ve eğitim krizleri ve diğer felç edici sorunlar, insan yapımı sistemler ve beceriksiz liderler altında dünyanın dört bir yanındaki ülkeleri kasıp kavurmaktadır. Söz konusu beceriksiz liderlerin, insanların işlerini nasıl etkili bir şekilde güdeceklerine ve ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaklarına dair hiçbir fikirleri yoktur. Dahası politikaları, yasaları ve eylemleri halklarının acılarını daha da kötüleştirmektedir.
İslam ülkeleri ve dünya, görünüşe göre bitmek tükenmek bilmeyen karanlık, yıkım, felaketler ve krizler ile yaşamak zorunda değildir. Bununla birlikte hâlihazırda uygulanmakta olan kusurlu sistemlerde birkaç küçük değişiklik yapılarak, kademeli kısmi değişiklikler hayata geçirilerek, sorunların kenarları yontularak, yamalı çözümler sunularak veya başarısız laik demokratik sistemler yeni yüzlerle hayata döndürülerek gerçek değişim sağlanamaz. Günümüzdeki sistemler, insanlığın sorunlarını çözemeyen, ezilenleri koruyamayan, adaleti sağlayamayan, İslam ümmetinin ve insanlığın acı ve ıstırabını uzatan çürük sistemlerdir.
Gerçek değişim, Müslümanlar olarak bizlerin mevcut statükonun, kapitalist dünya düzeninin, insan yapımı sistemlerin ötesinde bir vizyon benimsememizi gerektirmektedir. Gerçek değişim, gözlerimizi çevremizde gördüğümüz ve işlerimizi yöneten ve yürüten köhne ve feci sistemlerin ötesine dikmemizi gerektirmektedir. Gerçek değişim, radikal, köklü ve kapsamlı bir değişim gerektirmektedir. Gerçek değişim, insanlığın sorunlarına gerçek çözümler üreten alternatif bir sistemin doğuşunu gerektirmektedir. Gerçek değişim, Müslümanlar olarak Allah’ın bize çağrıda bulunduğu Yasalarına ve Sistemine geri dönmemizi, İslam Risaletini benimsememizi, insanlık için gerçek liderlik olan Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurmamızı gerektirmektedir. Bu ümmeti ve insanlığı kurtuluşa sadece Allah’ın Sistemi ulaştırabilir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur: ﴿فَإِمَّا يَأْتِيَنَّكُم مِّنِّي هُدًى فَمَنِ اتَّبَعَ هُدَايَ فَلَا يَضِلُّ وَلَا يَشْقَى* وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى﴾ “Eğer tarafımdan size bir yol gösterici gelir de, kim benim yol göstericime uyarsa artık o, ne sapar ne de sıkıntı çeker. Her kim de benim zikrimden (Kur’an’dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz.” [Taha 123-124]
Hilafetin yıkılışının 102. yıldönümü münasebetiyle bu Recep ayında Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Kadın Kolları, “Gerçek Değişim SADECE Hilafet Çağrısıyla Mümkündür” başlıklı uluslararası bir kampanya başlatacak. Kampanyada Müslüman ülkelerin daha parlak bir geleceğe nasıl ulaşacağı, Hilafetin bölgedeki kaosu nasıl yeniden dirilişe dönüştüreceği, insanlığın sorunlarına nasıl gerçek çözümler üreteceği incelenecektir. Yine kampanyada İslam dünyası ve bir bütün olarak tüm dünyada gerçek bir değişim yaratmak için Müslümanların nasıl bir rol oynaması gerektiği ele alınacak, köklü değişim ve Nübüvvet metodu üzere Hilafetin kurulmasının hayal mi yoksa gerçekten mümkün mü olup olmadığı irdelenecektir. Kampanyayı www.hizb-ut-tahrir.info veya https://www.facebook.com/womenscmoht Facebook sayfasından takip edebilirsiniz. Kampanya tanıtım videosunun linki: https://youtu.be/h6q0_eYxTXk