Özbekistan güvenlik güçleri, 23 Hizb-ut Tahrir üyesini yeniden tutukladı ve bu yıl 9 Mayıs’ta, ölü diktatör Kerimov döneminde yargılandıkları ve 1999-2000 yıllarından bu yana yaklaşık 20 yıl hapis yattıkları ve işkence gördükleri aynı suçlamalarla yargılanmalarına başlandı. Mirziyoyev’in yıllardır dillendirdiği ve tutuklulara yönelik işkence ve şiddet karşıtı olduğu, düşünce ve inanç özgürlüğünü yerleştirme, keyfi tutuklamalarla mücadele
Özbekistan güvenlik güçleri, 23 Hizb-ut Tahrir üyesini yeniden tutukladı ve bu yıl 9 Mayıs’ta, ölü diktatör Kerimov döneminde yargılandıkları ve 1999-2000 yıllarından bu yana yaklaşık 20 yıl hapis yattıkları ve işkence gördükleri aynı suçlamalarla yargılanmalarına başlandı. Mirziyoyev’in yıllardır dillendirdiği ve tutuklulara yönelik işkence ve şiddet karşıtı olduğu, düşünce ve inanç özgürlüğünü yerleştirme, keyfi tutuklamalarla mücadele yolunda ilerlediği iddialarına rağmen liderliğindeki Özbek rejiminin son zamanlardaki tutumu, İslam’a ve İslam’a davet eden herkese düşmanlık etme, daha önce selefi mücrim Kerimov’un yaptığı gibi Hizb-ut Tahrir gençlerini aynı baskıcı ve acımasız yollarla kovuşturma konusunda ölü Kerimov’un izinden gittiğini gösteriyor.
Gençler keyfi olarak, barbarca ve acımasızca tutuklanıp, ağır işkencelere maruz kaldılar, uydurma suçlamaları itiraf etmeye zorlandılar. Gençlerin başlarına çuval geçirip sert baskı uyguladılar. Gençlerden birinin eşini içişleri bakanlığına getirip tecavüz etme tehdidiyle genci önceden hazırlanan itirafı imzalamaya zorladılar. İtirafı imzalamaya zorlamak için bir diğer genci de yurtdışında okuyan oğlunu büyükelçilik aracılığıyla Özbekistan’a getirmekle tehdit ettiler. Bir başka genci de oğlunu İçişleri Bakanlığı’na getirmekle, bir başka genci de elektrikli işkenceyle tehdit ettiler. Ayrıca Taşkent, Andican, Hokand, Karşı ve Semerkant bölgelerinde de 16 yeni genç tutuklandı, Taşkent’e getirilip şiddet ve terörizm suçlamalarıyla sorgulanmaya başlandılar.
Hizb-ut Tahrir gençlerine yönelik terör ve şiddet suçlaması, açıkça iftira ve yalandır. Çünkü ne Hizb-ut Tahrir ne de gençleri ne şiddet ne de terör uygulamış değildir. Parti, 1953’te kurulduğu günden bu yana daha önce hiçbir zaman şiddet ve terör uygulamamıştır. Parti, rejimlerden korktuğundan ya da baskıcı rejimlere göre şekillenmeye çalıştığından değil, İslami hayatı yeniden başlatma metodunda Allah’a kulluk ettiğinden dolayı bunu yapmamaktadır. Metodu, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in izlediği siyasi fikri metottur. Bu nedenle, Müslüman ülkelerdeki ve hatta Batı’daki tüm baskıcı ve polis rejimleri, defalarca denemelerine rağmen Hizb-ut Tahrir ve gençlerine yönelik terörizm veya şiddet suçlamasını kanıtlayamamışlardır. Ancak mücrim yöneticilerin kalplerinden taşan nefret, İslam’ın gelecekteki projesi Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet projesi savunucularından intikam alma arzusundan dolayı onları kendi gözleri ve kulaklarını yalanlamaya itiyor. İslam dünyasındaki yöneticiler, Amerika, İngiltere, Rusya, Fransa ve Almanya’daki efendileri suç ve sömürgecilik liderlerinin rehberliğinde, İslam projesiyle mücadele ediyorlar. Davet taşıyıcı Hizb-ut Tahrir’li gençler söz konusu olduğunda, bayraktarlığını yaptıkları ve dünyaya pazarladıkları yasa ve ilkeleri (özgürlükler, demokrasi, insan hakları) ayaklar altına alıyorlar.
Mirziyoyev’in, ölü Kerimov’un izinden giderek baskı, tutuklama ve işkenceye geri dönmesi, bunun, Rusya ve Amerika’daki sömürgeci liderlerin istek ve politikalarının bir uygulaması olduğunu gösteriyor. Yöneticilerimiz her zaman olduğu gibi karar alma hakkına sahip değillerdir. Onlar, sadece sömürgeciliğin ajan ve uşaklarıdır.
Hizb-ut Tahrir olarak biz, Mirziyoyev rejimini, Kerimov rejiminin İslam ve İslam davasını yüklenenlere karşı uyguladığı baskı ve vahşete geri dönmemesi konusunda uyarıyoruz. Zira bu, suçluların yoludur, kendisine hiçbir fayda sağlamayacak, aksine sadece ümmetin ona karşı öfkesini artıracak ve kendi sonunu hızlandıracaktır. Çünkü İslam ümmeti, sömürgecilikten kurtulacağı, anayasa, yasa ve hayat sistemi olarak Rabbinin Şeriatına döneceği günü dört gözle bekliyor. Bugün ümmet, amacını ve umudunu gerçekleştirmeye her zamankinden daha yakın. Bu yüzden Mirziyoyev, gençlerimizi gecikmeksizin derhal serbest bırakmalı, daveti yüklenenleri kovuşturmaktan ve İslam projesine düşmanlık etmekten vazgeçmeli ve öncekilerden ibret almalıdır. Bütün kafir milleti bir araya gelse bile, akıbet muttakiler içindir. Allah, bir süre sonra bile olsa, dinine mutlaka yardım edecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
كَتَبَ اللهُ لَأَغْلِبَنَّ أَنَا وَرُسُلِي إِنَّ اللهَ قَوِيٌّ عَزِيزٌ “Allah, “Şüphesiz ben ve peygamberlerim galip geleceğiz” diye yazmıştır. Şüphe yok ki, Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” [Mücadele 21]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi