İslam Devleti, Hisbe Cihazı aracılığıyla genel olarak toplumun sağlığını etkileyen konuları denetler. Şöyle ki; Muhtesib, toplumun sağlığını etkileyecek her türlü zararı önler ve buna neden olan kişiyi, topluma geri dönmesini engelleyecek bir ceza ile cezalandırır. Toplumun sağlığıyla ilgili olmayıp da İslam Devleti’nde bazı şahıs veya grupların sağlığına zarar veren diğer hususlara gelince; bunlar için, onları gözetleyen, takip eden ve bu kişi veya gruplara zarar veren bir durumun olması durumunda bunları engelleyen bir organ tayin edilir. İslam Devleti’nde Muhtesib’in denetlemesi gereken hususlar arasında şunlar yer almaktadır:   

a- Lokanta, market ve fabrikalardaki gıda kalitesi: Gıda bozulur veya hazırlanırken hijyene dikkat edilmezse, çeşitli hastalıklara ve bulaşıcı enfeksiyonlara neden olur. Bu nedenle halka açık yerlerde yemek hazırlayan ve servis eden kişiler, sunulan yemeğin tam hijyenine ve kalitesine bağlı kalmalıdır. Muhtesib, bozuk veya hileli yiyecek sattıkları açığa çıkan lokantaları veya gıda yerlerini kapatır ve bozuk yiyecekleri satmada kusurlu veya kasıtlı davranan sahiplerini cezalandırır. Dolayısıyla bu yerler, insanlara sunulan gıdaların kalitesi inceleninceye kadar tekrar açılmamalıdır. Nitekim Sahih-i Müslim’de şu rivayet geçmektedir: أنَّ رسولَ اللهِ (صلى الله عليه وآله وسلم) مَرَّ عَلَى صُبْرَةِ طَعَامٍ، فَأَدْخَلَ يَدَهُ فِيهَا، فَنَالَتْ أَصَابِعُهُ بَلَلاً، فَقَالَ: “مَا هَذَا يَا صَاحِبَ الطَّعَامِ؟”، قَالَ: “أَصَابَتْهُ السَّمَاءُ –أيِ المَطَرُ- يَا رَسُولَ اللَّهِ “. قَالَ: “أَفَلا جَعَلْتَهُ فَوْقَ الطَّعَامِ كَيْ يَرَاهُ النَّاسُ! مَنْ غَشَّ فَلَيْسَ مِنِّي “Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Âlihi ve Sellem, bir buğday yığınına uğradı, elini yığına daldırınca eline ıslaklık geldi. Bunun üzerine şöyle dedi: Ey buğday sahibi, bu nedir? O da şöyle dedi: Ona sema -yani yağmur- yağdı ey Allah’ın Rasulü! Sallallahu Aleyhi ve Âlihi ve Sellem şöyle dedi: O ıslak kısmı insanlar görsün diye buğday yığınının üstüne koysaydın ya! Aldatan benden değildir.” Albani’nin sahihlediği Tirmizi’nin rivayetinde şöyle geçmektedir: مَنْ غَشَّ فَلَيْسَ مِنَّا “Aldatan bizden değildir.”   

b- Ürün ve mallara ilişkin özellikler ve standartlar: Yapı malzemeleri gibi bazı mal ve ürünler ile böcek ilaçları ve temizlik malzemeleri gibi kimyasallar, kullanıldıklarında güvenliği garanti eden özellik ve standartlara göre üretilmedikleri takdirde kullanıcılarına zarar verebilir. Bu nedenle bu standartları ve özellikleri belirlemek ve fabrikaları ve üreticileri bunlara uymaya mecbur etmek için devlet içinde, ilgili çeşitli alanlarda bilim adamlarını içeren özel bir kurum kurmak gerekir ve Muhtesib, bu standart ve özelliklerin uygulanmasını denetler, bunlara aykırı davrananları cezalandırır ve aykırı malların alım-satımını engeller.   

c- İthal edilen malzemelerin incelenmesi: İslam Devleti, bulaşıcı bir hastalık isabet etmiş hayvanları veya bozuk malları ithal etmek gibi İslam Devleti’ndeki tebaaya zarar verebilecek veya diğer ülkelerden hastalık ve zararları bulaştırabilecek herhangi bir şeyin girişini önlemek için ister tarım isterse sanayi malzemeleri olsun diğer ülkelerden ithal ettiği malzemeleri inceler ve  bu amaçla devletin sınırlarında kontrol ve denetim noktaları kurar. Zira Buhari Sahihi’nde Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Âlihi ve Sellem’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: لاَ يُورِدَنَّ مُمْرِضٌ عَلَى مُصِحٍّ “Hasta olan kişiler sağlıklı olana uğramasınlar.” Müslim’in rivayetinde Sallallahu Aleyhi ve Âlihi ve Sellem’in şöyle dediği geçmektedir: لا يُورِدُ مُمْرِضٌ عَلَى مُصِحٍّ “Hasta olan kişi sağlıklıya uğramasın.” Müslim’in bu rivayeti, haber siğası ve nefiy lafzıyla gelmiştir. Ancak bu, Buhari’nin nefiy siğasındaki rivayetinin delilinden dolayı nefiy manasındadır. Hasta olan, develeri hasta olan kişidir, sağlıklı olan da develeri sağlıklı olan kişidir. Dolayısıyla Rasul Sallallahu Aleyhi ve Âlihi ve Sellem, hasta devenin sahibinin, sağlıklı devenin sahibine uğramasını yasaklamıştır.  

d- Ülkeye gelenlerin sağlık durumlarının izlenmesi: İslam Devleti, taun (veba), sars (bulaşıcı ve bazı vakalarda ölüme yol açan bir viral solunum yolu hastalığına verilen isimdir) ve verem gibi bulaşıcı hastalıkların yayıldığı ülkelerden İslam Devleti’ne gelen müstemin (aman dileyen), muahid ve elçileri ülkeye girmeden önce incelemeli ve hastalık taşıyıp taşımadıklarını tespit etmelidir. Şayet bunlardan birinin hastalık taşıdığı ve enfeksiyonu bulaştırma yeteneğine sahip olduğu tespit edilirse, ülkeye girişleri engellenir.

Usame İbn Zeyd’e, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Âlihi ve Sellem’den taun (veba) hakkında ne işittin diye soruldu? Usame (Radıyallahu Anh) şöyle dedi: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Âlihi ve Sellem şöyle buyurmuştur: الطَّاعُونُ رِجْسٌ أُرْسِلَ عَلَى طَائِفَةٍ مِنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ -أَوْ عَلَى مَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ-، فَإِذَا سَمِعْتُمْ بِهِ بِأَرْضٍ فَلا تَقْدَمُوا عَلَيْهِ، وَإِذَا وَقَعَ بِأَرْضٍ وَأَنْتُمْ بِهَا فَلا تَخْرُجُوا فِرَارًا مِنْهُ “Taun İsrailoğullarından bir grubun  -veya sizden öncekiler- üzerine gönderilmiş bir azaptır. Herhangi bir yerde onun baş gösterdiğini işitirseniz oraya gitmeyiniz. Eğer sizin bulunduğunuz yerde görülecek olursa ondan kaçmak maksadıyla o yerden dışarı çıkmayınız.” [Buhari rivayet etti] Sahih-i Müslim’de şöyle rivayet edilmiştir: كَانَ فِي وَفْدِ ثَقِيفٍ رَجُلٌ مَجْذُومٌ، فَأَرْسَلَ إِلَيْهِ النَّبِيُّ (صلى الله عليه وآله وسلم): إِنَّا قَدْ بَايَعْنَاكَ فَارْجِعْ “Sakif kabilesinin heyeti içerisinde cüzzamlı bir kişi vardı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Âlihi ve Sellem ona haber yollayarak şöyle dedi: Biz senin biatini kabul ettik! Artık dönebilirsin!

e- İş güvenliği kanunları: İşveren, işçilerine güvenli ve sağlıklı çalışma ortamı sağlamalı ve onları tehlikeye atmamalıdır. Muhtesib de fabrika ve atölyeleri denetlemeli ve işyerinin çalışanlar için herhangi bir tehlikeden arındırılmış olmasını sağlamalıdır.

Karantina:

Bazı hastalıklar bulaşıcı ve yüksek riskli olup bu tür hastalıkların yayılmasını önlemek için bazen enfekte hastayı tamamen karantinaya almak veya onunla temas halindeyken maske takmak gibi önleyici tedbirler almak gerekir ki böylece sağlıklı kişiler hastanın taşıdığı bulaşıcı mikroorganizmalara maruz kalmasın. Eğer doktorlar, belirli bir hastanın tehlike oluşturduğuna ve enfeksiyon bulaşma kaynağı olduğuna karar verirse, o zaman devlet, o hastayı tedavi ve takibe ihtiyacı varsa evinde veya hastanedeki insanlardan izole etmeli veya onun insanlardan tamamen izole edilmesi gerekmiyorsa gerekli önleyici tedbirleri almaya zorlamalıdır.

Eğer hasta bu durumda izolasyon kararına uymazsa, devlet onu zorlar ve zorla onu izole eder. Çünkü dışarı çıkıp insanların arasına karışırsa, onlara zarar verir. Böyledir; çünkü İmam (Halife) çobandır ve tebaasından sorumludur. Çünkü “zarar vermek de yoktur, zarar görmek de yoktur” şerî kaidesi, İmamın tebaasından zararı kaldırmasını gerektirir. Ancak karantina altındaki hastanın işe ve dışarı çıkması engellenmesinden dolayı kendisine yetecek kadar paraya sahip değilse İmamın harcamaları üstlenmesi gerekir.    

İmam Ahmed Hasen isnadla Aişe’nin şöyle dediğini tahric etmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Âlihi ve Sellem şöyle buyurmuştur: لا تَفْنَى أُمَّتِي إِلا بِالطَّعْنِ وَالطَّاعُونِ”، قُلْتُ: “يَا رَسُولَ اللَّهِ هَذَا الطَّعْنُ قَدْ عَرَفْنَاهُ، فَمَا الطَّاعُونُ؟”، قَالَ: “غُدَّةٌ كَغُدَّةِ الْبَعِيرِ، الْمُقِيمُ بِهَا كَالشَّهِيدِ، وَالْفَارُّ مِنْهَا كَالْفَارِّ مِنْ الزَّحْفِ “Ümmetimin ta’n ve taundan dolayı sonu gelecektir.” Ben dedim ki: Ey Allah’ın Resulü, ta’nı biliyoruz peki ya taun nedir? Buyurdu ki: “Deve iltihap-bezesi gibi bir bezedir. Onda ikame edip kalan şehit gibi, ondan kaçan da savaştan kaçmış gibidir.” Taun (veba) tehlikeli bir bulaşıcı hastalıktır. Rasul Sallallahu Aleyhi ve Âlihi ve Sellem’in, taun hastalığına yakalananlardan sabredene ve yerinden ayrılmayana bir şehit sevabının verileceğini ve karantina ve izolasyon dairesinden çıkıp insanlara karışan kimsenin de -yedi büyük günahlardan olan- savaştan kaçanın günahına nail olacağını belirtmesi, bu tür hastalıkları olan bir hastanın, sağlıklı olan kişilerin arasına karışmasının haram olduğuna dair bir karinedir.     

Bir hasta, bağışıklık sistemi zayıf olduğu ve diğer insanların kendisine bulaştırabileceği basit hastalıklarla bile mücadele etme gücüne sahip olmadığı için de izole edilebilir. Böyle bir hasta, insanların ondan korkmasından dolayı değil, enfeksiyon korkusundan dolayı izole edilir. Bu yüzden devlet, onu insanlara karışmaktan kaçınmaya zorlayamaz. Çünkü bu durumda topluma bir zarar gelmemekte, aksine zarar bireyle sınırlı kalmaktadır. Dolayısıyla kişi kendini tehlikeye atmamalı ve Allah’ın izniyle vikaye (korunma) bölümünde delillerini açıklayacağımız gibi Allah’ın kendisine farz kıldığı korunmayı gözetmelidir.