Zalim Beşşar’ın kaçışı ve karanlık saltanatının çöküşüyle birlikte, son birkaç günde Müslümanların yüreklerini dağlayan acı ve sarsıcı sahneler gözler önüne serildi. Rejimin, hapishanelerde ve zindanlarda kardeşlerine nasıl bir vahşet ve zulüm uygulamış olduğunu tanık oldular. Yıllarca süren esaretin, açlığın, baskının ve vahşi işkencelerin ne kadar insanlık dışı olduğunu fark ettiler. Hapishanelerde yaşanan açlık, işkence, zulüm
Zalim Beşşar’ın kaçışı ve karanlık saltanatının çöküşüyle birlikte, son birkaç günde Müslümanların yüreklerini dağlayan acı ve sarsıcı sahneler gözler önüne serildi. Rejimin, hapishanelerde ve zindanlarda kardeşlerine nasıl bir vahşet ve zulüm uygulamış olduğunu tanık oldular. Yıllarca süren esaretin, açlığın, baskının ve vahşi işkencelerin ne kadar insanlık dışı olduğunu fark ettiler. Hapishanelerde yaşanan açlık, işkence, zulüm ve öldürme olayları, sadece bir dönem değil, tüm insanlık için bir ibret vesikası olacak. Serbest bırakılanların anlattığı korkunç infazlar ise bu zulmün boyutlarını gözler önüne serdi. Sednaya Cezaevi, zulmün ve vahşetin kalesi olarak, her gün onlarca masum insanın canını alırken, geriye işkence, tecavüz ve insanlık onurunu ayaklar altına alan hikayeler bıraktı. Bu vahşeti duyanlar “Bu iğrenç eylemleri gerçekleştirenler gerçekten insan olamazlar!” sorusunu sordular.
Bu yaptıklarıyla, Allah’ın gazabını ve dayanılmaz azabını hak etmişlerdir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
وَالَّذِينَ يُؤْذُونَ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ بِغَيْرِ مَا اكْتَسَبُوا فَقَدِ احْتَمَلُوا بُهْتَاناً وَإِثْماً مُّبِيناً “Mümin erkekleri ve mümin kadınları işlemedikleri şeyler yüzünden eziyet edenler, bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.” [Ahzab 58]
Bu durum sadece Esed ailesinin rejimine özgü değildir; bilakis, İslam dünyasındaki tüm yozlaşmış rejimlerin ortak kaderidir. Batılı kâfir sömürgecilerin ümmetimize musallat ettiği bu rejimler, ümmete karşı korkunç suçlar işlemişler ve halen de işlemeye devam etmektedirler.
وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلَّا أَن يُؤْمِنُوا بِاللهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ“Onlardan ancak Aziz ve Hamid olan Allah’a iman ettikleri için intikam aldılar.” [Buruc 8]
İslam topraklarındaki tüm yönetimler, despotizmin ve baskının karanlık mirasını taşıyan polis rejimleridir. Bunların hepsi, ümmetin İslam ile yönetilme ve özgürlüğüne kavuşma arzularına düşmandır. Ümmetin yeniden hâkimiyetini kazanmasını ve Hilafet’i kurmasını engellemek için hiçbir zulüm ve eziyetten kaçınmamaktadırlar.
Bu zulüm ve işkence manzaraları, Müslümanların kalbinde yöneticilere karşı asla sönmeyecek bir nefret ateşini yakmalıdır. Bu ateş, zalim rejimleri devirip onların yerine Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurana ve ümmeti yeniden izzet ve haysiyetine kavuşturana kadar sönmemelidir. Zira Hilafet izzet ve onurdur, Halife ise ümmetin iyiliği için gece gündüz çalışan bir liderdir.
وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ“O gün müminler de Allah’ın yardımıyla sevineceklerdir.” [Rum 4]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi