1- Okulda öğretimin hedefleri:
Okulda öğretimin başlıca üç hedefi vardır:
1- Akliyet ve nefsiyet bakımından İslami Şahsiyeti oluşturmak. Bu oluşum, okulda öğretim merhalelerinin sona ermesi ile birlikte tamamlanmış olur.
2- Öğrenciye çevresinde var olan aletleri, icatları, uzmanlık alanlarını tanıması için gerekli bilgi ve becerileri öğretmek. Meselâ; elektrikli ve elektronik aletleri tanıması, sanayi ve ziraat ile ilgili aletleri tanıması ve diğerleri gibi.
3- Öğrenciyi üniversite merhalesine girmeye hazırlamak ki bunun için gerekli temel ilimleri öğretmekle olur. Bu ilimler ister Arap dili, fıkıh, tefsir ve hadis gibi kültür ile ilgili olsun, isterse matematik, kimya, fizik ve diğerleri gibi bilimler olsun fark etmez.
2- Okulda öğretimin merhaleleri:
Öğretimin merhalelere ayrılması esnasında, her merhalede öğrencinin çocuk ya da ergen olması bakımından vakıasını dikkate almak kaçınılmazdır. Öğrencinin Veliyyü’l Emr (Halîfe) tarafından sonra da öğretmen ve mürebbi tarafından tâbi olunacak muamele bakımından, çocuk ya da bâliğ olması hususunda şer’î delillere ve buna delâlet eden hükümlere başvurmak kaçınılmazdır. Çünkü insanın başkası ile ilişkisinin düzenlenmesine dair İslam’da Âlemlerin Rabbi, nizam koyucu yaratıcıdan gelen hükümler vardır ki bunlara bağlanılması talep edilmiştir.
Bu konu ile ilgili delillerden bazıları şunlardır: Allah Teala şöyle buyurdu: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لِيَسْتَأْذِنكُمُ الَّذِينَ مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ وَالَّذِينَ لَمْ يَبْلُغُوا الْحُلُمَ مِنكُمْ ثَلَاثَ مَرَّاتٍ “Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunan (köle ve cariyeleriniz) ve içinizden henüz buluğ çağına girmemiş olanlar, sabah namazından önce, öğleyin soyunduğunuz vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza gireceklerinde) sizden üç defa izin istesinler.” [Nur 53] Ve hemen ardından gelen ayette şöyle buyurdu: وَإِذَا بَلَغَ الْأَطْفَالُ مِنْكُمُ الْحُلُمَ فَلْيَسْتَأْذِنُوا كَمَا اسْتَأْذَنَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ “Çocuklarınız buluğ çağına girdiklerinde, kendilerinden öncekiler (büyükleri) izin istedikleri gibi onlar da izin istesinler.” [Nur 59] Sallallahu Aleyhi ve Sellem ise şöyle buyurdu: رفع القلم عن ثلاثة، عن المجنون المغلوب على عقله حتى يفيق، وعن النائم حتى يستيقظ، وعن الصبي حتى يحتلم “Kalem şu üç kişiden kaldırılmıştır: Anlayıncaya (kendine gelinceye) kadar aklına mağlub olmuş deliden, uyanıncaya kadar uyuyandan ve ihtilam (bâliğ) oluncaya kadar çocuktan.” [Ebu Dâvud, Sunen’inde rivayet etti] Ve Sallallahu Aleyhi ve Sellem ise şöyle buyurdu: يا أسماء إن المرأة إذا بلغت المحيض لم تصلح أن يرى منها إلا هذا وهذا “ Ey Esma! Kadın hayızlı olma çağına ulaştığında ondan şu ve şunun dışında bir şeyin görülmesi doğru olmaz.” Ve yüzü ile ellerini işaret etti. [Ebu Dâvud Sünen’inde rivayet etti.] Atıyye el-Kurâzî şöyle dedi: عُرِضنا على النبي يوم قريظة فكان من أنبت قُتِل، ومن لم ينبت خُلّى سبيله، فكنت ممن لم ينبت فخُلّى سبيلي “Biz Kurayza günü Nebi’ye arzedildik. Bâliğ olan öldürüldü. Bâliğ olmayanlar serbest bırakıldı. Ben bâliğ olmayanlardandım, serbest bırakıldım.” [Tirmizi, Sünen’inde rivayet etti] Yine şöyle rivâyet edildi: أنَّ النبي صلى الله عليه وسلم لما حكَّم سعداً في بني قريظة كان يكشف عن مؤتزرهم “Nebi Sallallahu ‘Aleyhi ve Sellem Sâ’d’ı Kurayza oğulları hakkında hakem olarak tayin edince o, peştamallarının altını kontrol ediyordu.” Osman RadiyAllahu ‘Anh’dan şöyle rivayet edildi: أنَّه أُتي بغلام قد سرق فقال انظروا إلى مؤتزره، فوجدوه لم ينبت فلم يقطع “Kendisine hırsızlık yapmış bir erkek çocuk getirildi. Bunun üzerine dedi ki: Onun peştamalının altına bakın! Sonra onun baliğ olmadığını görünce elini kesmediler.” Sahabeden de onu bu hususta eleştiren olmadı. Yine Sallallahu Aleyhi ve Selem şöyle buyurdu: مروا صبيانكم بالصلاة إذا بلغوا سبعاً، واضربوهم عليها إذا بلغوا عشراً، وفرقوا بينهم في المضاجع “Yedi yaşına eriştiklerinde çocuklarınıza namazı emredin. On yaşına eriştiklerinde (namaz kılmazlarsa) onlara vurun ve (on yaşına eriştiklerinde) onların yataklarını da ayırın.” [İmam Ahmed, Müsned’inde rivayet etti]
İşte bu deliller, çocuklar buluğ çağına yani buluğ yaşına eriştiklerinde çocukluk döneminin sona erdiğine delâlet etmektedir. İslam, çocukluk ve buluğ çağlarının arasını ayıran özel ayırt edici işaretleri belirlemiştir. Bunlar erkeklerde kasık tüylerinin çıkması ya da ihtilâm olmasıdır. Kızlarda ise hayız ya da hamile olmasıdır. Bu deliller, buluğ çağına erişen kimselerden -buluğ çağına erişmeden önce kendilerinden talep edilmemiş olan- hükümlerin talep edildiğine de delalet etmektedir.
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: مُروا أبناءكم بالصلاة لسبع سنين واضربوهم عليها لعشر سنين “Yedi yaşına eriştiklerinden dolayı çocuklarınıza namazı emredin. On yaşına eriştiklerinde (namaz kılmazlarsa) onlara vurun.” Bu hadis, disiplin cezası bakımından çocukluk çağının şu iki merhaleye ayrıldığına delâlet etmektedir: 1- Çocuğun 10 Yaşından Önceki Merhale: Buradaki disiplin cezasında vurmak yoktur. Çünkü hadis, bu yaşta vurmaksızın ona namazı emretmekle sınırlandırmıştır. Namazdan başkasını öğretmek hususunda ise ona vurulmaması evlâ babındandır. Dolayısıyla onu disipline etmek, teşvik etmek ve vurmaksızın korkutmak üslupları ile sınırlandırılır. 2- Buluğa Kadar 10 Yaşından Sonraki Merhale: Buradaki disiplinde gerekirse vurma üslubu kullanılır. Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şu kavlinden dolayı, buluğ çağına erişmediği sürece ona şer’î cezalar ve hadler uygulanmaz: رُفع القلم عن ثلاثة، عن الصبيّ حتى يبلغ، وعن النائم حتى يستيقظ، وعن المعتوه حتى يبرأ “Kalem şu üç kişiden kaldırılmıştır: Bâliğ oluncaya kadar çocuktan, uyanıncaya kadar uyuyandan ve iyileşinceye kadar bunaktan.” [Ebu Dâvud, Sünen’inde rivayet etti] رُفِع القلم “Kalemin kaldırılması” demek sorumluluğun kaldırılması demektir. Dolayısıyla çocuklar, buluğ çağına eriştiklerinde şer’an mükellef olurlar ve şer’an muhalif veya haram bir iş yaptıklarında yargı kararıyla cezalandırılırlar. Bu da buluğ çağına erişen öğrencilerin okulları ile yükseköğretim okullarında kâdıların bulunmasını gerektirir.
İşte bu, çocuk ve ergen olanlar hakkındaki hükümlerdir ve okul merhaleleri taksim edilirken dikkate alınması kaçınılmazdır. Çünkü terbiye ve disiplin, öğretimin zorunluluklarındandır. Buna göre; Birinci okul merhalesi, çocuğun okula girişinden başlayıp on yaşına erişmesine kadar devam eder. İkinci okul merhalesi ise çocuğun on yaşına erişmesiyle başlar buluğ çağına kadar devam eder ki bu, ılıman iklim kuşağında bulunan ülkelerde on beş yaşında olur. Üçüncü okul merhalesi ise çocuğun on beş yaşında başlar okulda öğrenimi sona erinceye kadar devam eder.
Bu delillere ve hükümlere binaen; Hilâfet Devleti’nde öğretimin merhaleleri, okulun sunduğu ders konuları esas alınarak değil, öğrencilerin yaşları esas alınarak taksim edilir. Buna göre okullar aşağıda olduğu gibi üç türe ayrılır:
OKUL | OKUL YAŞ GRUBU |
Birinci Merhale Okulu (İlkokul) | 6 Yaşın Bitiminden 10 Yaşına Kadar |
İkinci Merhale Okulu (Ortaokul) | 10 Yaşın Bitiminden 14 Yaşın Bitimine Kadar |
Üçüncü Merhale Okulu (Lise) | 14 Yaşın Bitiminden Okul Merhalesinin Bitimine Kadar |
Öğrencinin, on yaşını bitirdiği zaman öğrenim tahsil derecesine bakılmaksızın ikinci merhale okuluna nakledilmesine dikkat edilir. Öğrenci, buluğ çağına eriştiğinde üçüncü merhale okullarından bir okula (ergenler okuluna) nakledilir, ister öğrenim bakımından bu merhaleye erişmiş olsun ister olmasın fark etmez. Devlet okullarındaki öğretim idaresinde kullanılacak öğretim dönemleri düzeninin, yaş gruplarına göre öğrencilerin okullara dağıtımını nasıl sağladığını ileride açıklayacağız.
Altı yaş öncesi (kreş ve anaokulu) öğretimine gelince, bu insanlara terk edilir. Bir kimse bu amaçla özel bir okul açmak isterse, bünyesindeki tedris konuları ve Halife tarafından benimsenmiş öğretim siyasetiyle mukayyitliği bakımından devletin bu öğretimi denetlemesi şartıyla açabilir.