MADDE – 169

MADDE-169: “Tecrübeye dayanan ilimler ve bunlara bağlı matematik gibi ilimleri öğretilmesi ile genel kültürü ilgilendiren bilgilerin öğretilmesi arasında bir ayrım yapmak gerekir. Tecrübeye dayanan ve buna tabi olan ilimler ihtiyaca göre okutulur ve öğretilir; öğretim devrelerinden herhangi birine kayıtlı değildir. Fakat kültürde öğretimi ilgilendiren ilimler ilkokul ve lise dönemleri diye iki dönem içerisinde İslâm düşünce

MADDE-169: “Tecrübeye dayanan ilimler ve bunlara bağlı matematik gibi ilimleri öğretilmesi ile genel kültürü ilgilendiren bilgilerin öğretilmesi arasında bir ayrım yapmak gerekir. Tecrübeye dayanan ve buna tabi olan ilimler ihtiyaca göre okutulur ve öğretilir; öğretim devrelerinden herhangi birine kayıtlı değildir. Fakat kültürde öğretimi ilgilendiren ilimler ilkokul ve lise dönemleri diye iki dönem içerisinde İslâm düşünce ve hükümlerine ters düşmeyecek şekilde, muayyen bir siyasete uygun olarak devam ettirilir. Yüksek tahsil dönemi ise; eğitimin gaye ve hedefinden çıkmamak şartıyla, öğretim politikasına ters düşmeyecek şekilde sürdürülür.”

Bu maddenin dayandığı delil; ilim öğrenmeği serbest ve mübah kılan genel delillerdir. Bu deliller bütün ilimlere şamildir; Müslüman her ilmi öğrenmekte serbesttir. Ancak; bazı ilimlerin öğretilmesi, akideyi saptırmaya ve inanılması şart olan hususlarda, bir zaafa sevk ederse, bu niteliğini taşıdığı müddetçe bu ilimlerin öğretilmesi yasaklanır. Şayet niteliklerini kaybederlerse, öğrenimleri serbest bırakılır. Bu da yine; “Bir şeyin cüzlerinden herhangi bir cüz zarara insanları götürüyorsa, o şey, serbest ve mübah kalmak şartıyla, o cüz yasaklanır” kaidesiyle amel ederek gerçekleştirilir.

Bu şer’î kaide ilgili maddenin delilidir. Zira akideyi saptıran ve iman edilecek şeylerde bir zaaf meydana getiren şeyleri öğrenmek ve öğretmek çocuklara kolaylıkla tesir eder. Onun için, bu nevi ilimlerin, ilk ve lise dönemlerinde öğretilmesi, kesinlikle yasaklanır. Fakat, yüksek tahsil döneminde, felsefe ve benzeri ilmilerin çelişki ve yanlışlıklarını ispatlamak için öğretilmesi ve öğrenilmesi caizdir. Çünkü; bunlar, bilinmeden çelişkileri ve yanlışlıkları da bilinemez. Nitekim; Kur’an’ı kerim, başkalarına ait akide ve fikirlere kendi bünyesinde yer vermiştir. Kur’an; bu fikirlere, bunları iptal ve reddetme seyir içerisinde yer vermiştir. Bunun gibi, öğretim programı hazırlanırken, yüksek tahsil dönemi içerisinde, bu ilimlerin çelişkilerini ve yanlışlıklarını ispat için bu ilimler konabilir.

Diğerleri