Tenfiz Muavini Halife’nin; uygulama, işlerin takibi ve yerine getirilmesi alanlarında yardımcı olmak üzere tayin ettiği kişidir. Bu yardımcı, Halife ile devlet organları, reaya, dış ilişkiler arasında aracılık görevini ifa eder. Onun adına gerekli bildirimlerde bulunur ve başkalarının isteklerini ona iletir. Buna göre o, işlerin uygulanmasında Halife’ye yardımcıdır. Bu işler üzerinde velayet yetkisine sahip bir kişi de değildir, Bunları yerine getirmekle görevli kimse de değildir. Yaptığı işler idari işler kabilindendir. Yönetim kapsamına girmez. Onun dairesi, Halife’den çıkan kararları iç makamlara ve dış makamlara uygulama organıdır. Bu cihetlerden kendisine gelenleri de Halife’ye ulaştırır. Bu yönüyle Tenfiz Muavini, Halife’den aldıklarını başkalarına ileten, ona gelenleri de Halife’ye ulaştıran bir aracıdır.
Halife yönetim, yürütme, insanların işlerini görüp-gözetme yükümlülüklerini yerine getiren yöneticidir. Yönetim, yürütme ve gözetim işlerini yerine getirmek ise idari bir takım uygulamaları gerektirir. Bu da özel bir organın ortaya çıkartılmasını gerektirir. Halifelik sorumluluklarını yerine getirmek için gerek duyulan idari işlerde Halife ile birlikte hareket eder. Dolayısı bu işleri yerine getirmek için Halife tarafından tayin edilmesi gereken Tenfiz Muavinine ihtiyaç vardır. Bu yardımcı yönetim işlerini değil, idari işleri ifa edecektir. Onun işi, yönetimde değil idari hususlarda Halife’ye yardımcılıktır. Tefviz Muavini gibi yönetim işlerinden herhangi bir işi ifa etme yetkisi yoktur. Herhangi bir valiyi veya amiri atayamaz, insanların işlerini kontrol edemez. Onun işi, yönetim işlerinin uygulanması, Halife tarafından verilen yahut da Tefviz Muavini tarafından verilen idari işlerin uygulanması için gerekli idari işleri yapmaktan ibarettir. Bundan dolayı ona Tenfiz (uygulama ve yürürlüğe koyma) Muavini adı verilmiştir.
Muavin kelimesinin sözlükte yardımda bulunan kimse anlamında kullanıldığından fakihler onu, “Tenfiz Muavini” anlamında “Tenfiz Veziri” olarak isimlendirmişlerdir. Fakihler Tenfiz Muavininin görevini şöyle tanımlamaktadırlar: Bu Muavin Halife ile reaya ve valiler arasında bir aracıdır. Halife’nin verdiği emirleri onun adına ilgili yerlere bildirir. Sözünü ettiği şeyleri uygular. Verdiği hükümlerin gerçekleşmesini, yerini bulmasını sağlar. Valilerin tayin edildiğini, ordunun ve sınır koruyucularının donatımlarını haber verir. Valilerden ve ordu komutanlarından gelen haberleri, ortaya çıkan ciddi öneme haiz yeni olayları gereğince hareket edilmesi için Halife’ye bildirir. Bu Muavin, işlerin yerine getirilmesinde, yürürlük kazanmasında bir yardımcıdır. Bunların başında velayet işleri yöneten ve yönetici tayin eden kişi değildir.
Tenfiz Muavini, Tefviz Muavini gibi direkt Halife’ye bağlı ve Halife’nin en yakın adamlarından, sırdaşlarından birisidir. Dolayısı ile yaptığı işin yönetimle yakından alakası vardır. Görevi her ne kadar idari konularla ilgili olsa da kadın olması caiz değildir. Çünkü kadının yönetimden ve yönetim ile ilgisi olan alanlardan uzak tutulması gerekir. Zira; لَنْ يُفْلِحَ قَوْمٌ وَلَّوْا أَمْرَهُمُ امْرَأَةً “Yönetim işlerinin başına kadını getiren toplum asla iflah olmaz.” (Buhari 4073, 6570; Tirmizi, 2188; Nesei, 5293; Ebu Bekre’den rivayet edilmiştir.) hadisi bunu gerektirmektedir. Aynı şekilde Tenfiz Muavininin kâfir olması da caiz değildir, Müslüman olmalıdır. Çünkü Tenfiz Muavini Halife’nin yakın ve sırdaş adamlarındandır. Tenfiz Muavininin kâfir olmaması ise yüce Allah’ın şu buyruğunun gereğidir:
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا بِطَانَةً مِنْ دُونِكُمْ لَا يَأْلُونَكُمْ خَبَالاًۜ وَدُّوا مَا عَنِتُّمْۚ قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَٓاءُ مِنْ اَفْوَاهِهِمْۚ وَمَا تُخْف۪ي صُدُورُهُمْ اَكْـبَرُۜ “Ey iman edenler, sizlerden olmayanları sırdaş edinmeyin. Onlar işinizi bozmakta asla geri kalmazlar. Size zorluk verecek şeyleri arzu ederler. Şüphesiz onların kinleri ağızlarından taşımıştır, kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür.” (Ali İmran 118) Ayeti kerimede Halife’nin, Müslüman olmayanlardan kendisine sırdaş edinmesinin yasaklanışı açıkça dile getirilmektedir. Bundan dolayı Tenfiz Muavininin kâfir olması caiz değildir. Aksine Müslüman olması gerekir. Çünkü bu yardımcı doğrudan Halife ile irtibat halindedir. Tenfiz Muavini gibi ondan ayrılmaz. Tenfiz Muavininin ihtiyaca göre birden çok olması mümkündür.
Tenfiz Muavininin Halife ile başkaları arasında aracılık yapacağı işler ise dört türlüdür:
1- Devlet organları
2- Ordu
3- Ümmet
4- Devlet işleri.
Bu sınıflandırma Tenfiz Muavininin yerine getirdiği işlerin doğal sonucudur. Mademki Tenfiz Yardımcısı, Halife ile diğerleri arasında aracıdır öyleyse o, Halife’den gelenleri yerlerine ulaştırmak ve Halife’ye gelenleri de ona ulaştırma organıdır. O, bir ulaşım organı olmakla birlikte, devlet organının işleri arasında kovuşturulması ve takip edilmesi gerekenleri de kovuşturup, takip eder.
Fiili hakim ve yönetici Halifedir. Bizzat yönetimi ve uygulamaları yerine getiren, insanların işlerini kontrol edip, gözeten odur. Bu nedenle Halife, yönetim organıyla, devletlerarası ilişkilerle ve ümmet ile sürekli irtibat halindedir. Hükümler verir, kararlar alır, kontrol işlerini ifa eder. Yönetim organının seyrini takip eder. Onun karşılaştığı engelleri ve gereklerini yakından izler. Aynı şekilde ümmetten gelen istekler, şikayetler, türlü işler de ona gelir. Devletlerarası işleri takip eder. Bu işlerin tümünün yürütülmesi için Tenfiz Muavininin bu işlerde Halife’ye aracı olması gerekmektedir. Bu konularda Halife’den çıkan kararları ilgili yerlere, Halife’ye ulaştırılması gerekenleri de Halife’ye ulaştırır. Halife’den ilgili organlara yönelik emir ve direktifler ile, ilgili organlardan Halife’ye gelen isteklerin yerine getirilebilmesi işlerin takip edilmesini gerektirdiğinden, Tenfiz Muavininin bu uygulamaların gerçekleşip, tamamlanması için gereken takibi yapması gerekmektedir. Bu nedenle Tenfiz Muavini bir taraftan Halifeyi izleyip takip ederken, diğer taraftan da organların takibini yapar. Halife böyle bir işten vazgeçmesini istemediği sürece takipten asla geri kalmaz. Halife’nin böyle bir isteğinin olması halinde, Halife’nin emirine uymak ve takibini durdurmakla görevlidir. Çünkü yönetici olan Halifedir. Yerine getirilmesi gereken de Halife’nin emiridir.
Ordu ve devletlerarası ilişkilere gelince; çoğunlukla bu tür ilişkilerin gizli ve saklı olması gerekir. Bunlar Halife’nin özel ilgi alanı içerisindedirler. Bu nedenle Tenfiz Muavini, bu gibi işleri kovuşturmaz, bunların uygulanmasını da takip etmez. Ancak Halife, bunların herhangi bir bölümünü takip etmesini isteyecek olursa, yalnızca Halife’nin kendisinden takip etmesini istediği şeyleri takip eder, bunların dışında kalanları takip etmez.
Ümmetin işlerinin gözetilmesine, isteklerinin gerçekleştirilmesine, uğradıkları haksızlıkların kaldırılmasına gelince: Bu iş Halife’nin ve bu iş için görevlendirdiği kimselerin işidir. Bunlara bakmak Tenfiz Muavininin işi değildir. Halife’nin kendisinden bu tür işler arasında kovuşturup takip etmesini istedikleri dışında kalanları kovuşturup takip etmez. Çünkü bu türden olan işler için onun görevi, verilen emirleri yerine getirmektir, onların takip edilmesi değildir. Bütün bunlar, bir taraftan Halife’nin ifa ettiği işlerin vakıasına, diğer taraftan da Tenfiz Muavininin yerine getirdiği işlerin vakıasına bağlı olarak belirlenir.