• MADDE – 15

    MADDE – 15

    MADDE-15:“Kendisinde şu iki husus gerçekleştiği zaman harama götüren vesile haramdır. Birincisi;  kesin olarak ve daimi surette harama götürücü olması. İkincisi;  Şeriat’ın o fiili haram kılmış olmasıdır.” Bunun delili, Allahu Teâlâ’nın şu sözüdür: وَلا تَسُبُّوا الَّذِينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ فَيَسُبُّوا اللَّهَ “Allah’tan başka tapanlara sövmeyin. Sonra onlar da Allah’a söverler.”[1] Kâfirlere sövmek mübahlardandır. Kur’an’da Allah

    DEVAMI
  • MADDE – 14

    MADDE – 14

    MADDE – 14: “Fiillerde asıl olan; şer’î hükümlere bağlanmaktır. Bu itibarla şer’î hükmü bilinmedikçe, bir fiil yapılamaz. Eşyada asıl olan ise, tahrim delili bulunmadıkça mübahlıktır.” Müslüman, işlerini şer’î hükümlere göre yürütmekle emredilmiştir. Allahu Teâlâ şöyle buyurdu: فَلا وَرَبِّكَ لا يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ “Hayır. Rabbine and olsun ki, onlar aralarında çıkan ihtilafta seni

    DEVAMI
  • MADDE – 13

    MADDE – 13

    MADDE-13:“Asıl olan beraat-ı zimmettir (insanın suçsuzluğudur). Bir kimse, ancak mahkeme kararı ile cezalandırılır. Hiç bir kimseye işkence etmek caiz değildir. Her kim bunu yaparsa cezalandırılır.”  Bu madde şu üç şeyi ihtiva eder: Birincisi:  “Asıl olan beraat-ı zimmettir” kaidesi, İkincisi: Ancak, bir Kadı’nın kararı ile ceza verilmesi, Üçüncüsü: İşkence etmenin caiz olmaması.” Birinci hususa gelince: Bunun

    DEVAMI
  • MADDE – 12

    MADDE – 12

    MADDE – 12:“Şerî hükümler için yalnızca Kitab (Kur’an-ı Kerim), Sünnet, İcmaî Sahabe ve Kıyas muteber delillerdir.” Bu maddenin manası; devlet, içtihadda bir yol/metod benimsiyor demek değildir. Fakat bu maddenin manası; devlet, hükümleri benimsemede bir yol/metod benimsiyor demektir. Çünkü, hükümlerin bir kısmını benimsemek devletin üzerine bir farz, bir kısmını benimsemesi ise caizdir. Bu benimseme çelişkili iki

    DEVAMI
  • MADDE – 11

    MADDE – 11

    MADDE – 11: “İslâm Davetini yüklenmek Devletin asıl işidir.” İslâm Davetini yüklenmek, müslümanlar üzerine farz olduğu gibi, aynı şekilde İslâm Devleti üzerine de farz kılındığı için bu madde konulmuştur. O (İslâm Davetini yüklenme) alâkalarda Şeriat’ı tatbik etmenin bir cüzü ve hükümlerinden bir hüküm olmasına rağmen onu ferdin tatbik etmesi gibi devletin de tatbik etmesi farzdır.

    DEVAMI
  • MADDE – 10

    MADDE – 10

    MADDE – 10: “Müslümanların hepsi de İslâm’ın sorumluluğunu yüklenirler. Bu nedenle İslâm’da ‘Din Adamları’ diye bir zümre yoktur. Müslümanlardan böyle bir zümrenin varlığını bildiren her şeyi men etmek, devletin vazifesidir.” Müçtehidler alim olmalarına rağmen, alimin müçtehid olması zaruri değildir. Alim müçtehid olabilir ya da mukallid olabilir. Bir müslüman şer’î hükmü kendisiyle amel etmek için aldığında

    DEVAMI
  • MADDE – 9

    MADDE – 9

    MADDE – 9:  “İçtihad farz-ı kifayedir. Şartlarını üzerinde toplayan her müslümanın içtihad yapmaya hakkı vardır.” İslâm Şeriatı, Şari‘in hitabından yani Rasulullah (u)’e Allah’ın vahy ettiği nasslardan şer’î hükümleri istinbat etmek için içtihad yapmayı müslümanlara farz kıldı. İçtihadın farz oluşu çeşitli hadislerde sabittir. Nitekim Rasulullah (u) şöyle demiştir: إِذَا حَكَمَ الْحَاكِمُ فَاجْتَهَدَ ثُمَّ أَصَابَ فَلَهُ أَجْرَانِ

    DEVAMI
  • MADDE – 8

    MADDE – 8

    MADDE – 8:  “Arapça, yalnız kendisi İslâm dilidir ve devletin kullandığı tek lisandır.” Buna delil; Kur’an-ı Kerim bütün insanlara hitap etmektedir. Allahu Teâlâ şöyle buyuruyor: وَلَقَدْ صَرَّفْنَا لِلنَّاسِ فِي هَذَا الْقُرْآنِ “Muhakkak ki Biz, bu Kur’an’da insanlara her türlü misali gösterdik.”[1] وَلَقَدْ ضَرَبْنَا لِلنَّاسِ فِي هَذَا الْقُرْآنِ “Muhakkak ki Biz, bu Kur’an’da insanlara örnekler gösterdik.”[2]

    DEVAMI
  • MADDE – 7

    MADDE – 7

    MADDE – 7:  “Devlet, İslâm tabiyetini taşıyan müslim ve gayri müslim herkes üzerine İslâm Şeriatı’nı aşağıdaki şekliyle tatbik eder: a-) Müslümanlar üzerinde herhangi bir hüküm istisna olmadan, bütün İslâm hükümlerini tatbik eder. b-) Gayri müslimler, inandıkları ve ibadet ettikleri şeyde serbest bırakılırlar. c-) İslâm’dan dönenlere mürted hükmü uygulanır. Kendisi mürted olanlara hüküm böyledir. Fakat gayri

    DEVAMI