MADDE-40: “Halifenin halinin, kendisini Hilâfet’ten dışarı çıkaracak derecede değişip değişmediğine sadece Mezalim Mahkemesi karar verir. Sadece Mezalim Mahkemesi halifeyi azletme ya da uyarma yetkisine sahiptir.” Bu maddenin delili şöyledir: İçerisinde halifenin azledildiği ve halifenin azledilmeye müstahak olduğu hususlardan bir hususun meydana gelmesi, ortadan kaldırılması gereken zulümlerden bir zulümdür. Bu zulüm, aynı şekilde ispat edilmeye ihtiyaç
DEVAMIMADDE-39: “Kendileriyle halifenin halinin değiştiği ve onun Hilâfet’ten dışarı çıkarıldığı haller şunlardır: 1-İn’ikad şartlarından bir şart bozulduğunda. Meselâ; mürted olması, açık bir fasık olması, delirmesi, v.b. Çünkü bu şartlar, in’ikad ve Hilâfet’te devamlılık şartlarıdır. 2-Herhangi bir sebepten dolayı Hilâfet yükünü taşımaktan aciz olması. 3-Halifeyi, Şeriat’a uygun olarak kendi görüşüyle müslümanların işlerini yürütmekten aciz bırakan bir
DEVAMIMADDE-38: “Halife için sınırlı bir müddet yoktur. Halife Şeriat’ı korumaya ve onun hükümlerini tatbik etmeye devam ettiği, devlet işlerini yürütmeye kâdir olduğu müddetçe, kendisini halife olmaktan dışarı çıkaracak şekilde halinde bir değişiklik olmadıkça halife olarak kalır. Halinde bu değişiklik olduğunda azledilmesi farz olur.” Bu maddenin delili, hadislerde geçen biat metninin mutlak olarak gelmesidir. Halifenin Hilâfet’te
DEVAMIMADDE–37: “Halife, kendi rey ve içtihadına göre tebaanın işlerini gütmekte mutlak hakka sahiptir. Ancak, maslahat bahanesiyle herhangi bir şer’î hükme muhalefet etmesi kendisine caiz değildir. Meselâ; ülkenin sanayisini korumak bahanesiyle tebaasını mal ithal etmekten men edemez. Yine istismarı önlemek bahanesiyle insanlara fiyat tahdidi koyamaz. Yine iskânı/yerleşimi kolaylaştırmak bahanesiyle mal sahibini malını kiraya vermeye zorlayamaz. Bu
DEVAMIMADDE-36: “Halife, benimseme/kanun yapma hususunda şer’î hükümlerle mukayyeddir/ bağlıdır. Böylece onun şer’î delillerden sahih bir şekilde alınmamış bir hükmü benimsemesi/kanun yapması haramdır. Halife, benimsediği hüküm ve istinbat yolu/hüküm çıkartma metodu ile mukayyeddir. Böylece onun,benimsemiş olduğu hüküm çıkarma metoduna çelişkili bir metoda göre çıkartmış olduğu bir hükmü benimsemesi caiz değildir. Yine onun, benimsemiş olduğu hükümlerle çelişen
DEVAMIMADDE-35: “Halife, devlettir. Devlete ait bütün yetkilere sahiptir. Böylece halife şu yetkilere sahiptir: 1-Benimsediği şer’î hükümleri yürürlüğe koyar. böylece bu hükümler, kendilerine itaatin farz olduğu, muhalefetin caiz olmadığı kanunlar olur. 2-Devletin dahili ve harici siyasetinin her ikisinden sorumludur. Ordunun komutanlığını üstlenir. Harb ilân etmek, sulh, mütareke ve diğer anlaşmaları yapma hakkına sahiptir. 3-Yabancı elçileri kabul
DEVAMIMADDE-34: “Halifeyi nasb eden ümmettir. Fakat Şeriat’a uygun bir şekilde kendisine biatla Hilâfet sözleşmesi tamamlanınca, ümmet onu azletme/ görevden alma yetkisine sahip değildir.” Bu maddenin iki şıkkı vardır: Birincisi, halifeyi nasb edenin ümmet olduğu. İkincisi, ümmetin onu azletme yetkisine sahip olmayışı. Birinci şıkka gelince: Onun delili biat hadisesidir. Zira hiç bir kimse biat olmaksızın Hilâfet
DEVAMIMADDE-33: “Halifeyi nasb etmenin yolu/ metodu: 1- Ümmet meclisindeki müslüman üyeler, Hilâfet makamı için adayların sayısını belirlerler. Onların isimleri açıklandıktan sonra, müslümanlardan bunlardan birisini seçmeleri istenir. 2-Seçim neticesi açıklanır. Müslümanlar, seçmenlerin oylarının çoğunu kimin aldığını öğrenmiş olur. 3-Müslümanlar, hemen en çok oy alan kimseye müslümanların halifesi olarak Allah’ın Kitabı ve Rasulullah (u)’in Sünneti’yle amel etmesi
DEVAMIMADDE-32: “Ölüm, istifa veya azletme (görevden alınma) gibi sebeplerle Hilâfet makamı boşaldığı zaman, boşalma tarihinden itibaren üç gün içinde yeni bir halife belirlenmesi farzdır.” Bu maddenin delili, sahabelerin bu husustaki icmalarıdır. Zira sahabeler (r. anhum), Rasul’ün vefatı haberi kendilerine ulaşınca hemen bir halifeyi nasb etme/belirleme meselesini incelemek için Sakife’de toplandılar. Sahabelerden olan Ensâr toplanmıştı. Ebu
DEVAMI