• MADDE – 94

    MADDE – 94

    MADDE – 94: “Valilerin işlerini kontrol etmek, onları çok sıkı gözetlemek, kendilerine vekâleten onların hallerini açığa çıkarmak ve onları teftiş etmek için müfettişler tayin etmek, zaman zaman onlarla veya onlardan bir kısmı ile toplantı yapmak, tebaasının onlardan şikayetlerini dinlemek halifenin vazifesidir.” Sabit olmuştur ki; Nebî (u), Muaz b. Ebu Musa’ya yaptığı gibi valileri tayin ederken

    DEVAMI
  • MADDE – 93

    MADDE – 93

    MADDE – 93: “Halife azledilmesini gerekli gördüğünde veya sebepli ya da sebepsiz olarak ümmet meclisi ondan razı olmadığını açığa vurduğunda veya vilâyetinin halkının çoğunluğu ona kızgınlığını açığa vurduğunda vali azledilir. Valinin azledilmesi ancak halife tarafından yapılır.” Bu maddenin delili: Rasul (u)’in ameli ve sahabenin icmaıdır. Zira o (u), Muaz b. Cebel’i Yemen’e vali olarak tayin

    DEVAMI
  • MADDE – 92

    MADDE – 92

    MADDE – 92: “Vali, bir vilayetten diğer bir vilâyete nakledilmez. Çünkü onun görevlendirilişi belli bir mekanın sınırları dahilinde genel bakıştır. Fakat vali görevinden affedilir (alınır) ve ikinci kez başka bir yere görevlendirilir.” Bu maddenin delili: Rasul (u)’in amelidir. Zira o, valileri azlediyordu. Ondan bir valiyi bir yerden başka bir yere naklettiği rivayet edilmemiştir. Ayrıca velâyet/valilik,

    DEVAMI
  • MADDE – 91

    MADDE – 91

    MADDE -91: “Valilik mevkiinde bir şahsın uzun müddet bulunması uygun olmaz. Aksine onun beldede sabitleşmesi ya da halkın onunla fitneye düşmesi görüldüğünde o vilâyetinden alınır.” Bu maddenin delili şudur: Rasul (u), valiyi bir müddetle tayin ediyordu. Daha sonra onu görevinden azlediyordu. Hiç bir vali Rasul (u)’in devri boyunca vilâyetinde kalmadı. Bu da delâlet ediyor ki;

    DEVAMI
  • MADDE – 90

    MADDE – 90

    MADDE – 90: “Her vilâyette, vilâyet halkı tarafından seçilmiş bir meclis bulunur. Bu meclise vali başkanlık eder. Bu meclisin yönetim işlerinde değil idarî işlerde görüş verme yetkisi vardır. Ve görüşü valiyi bağlayıcı değildir.” Rasul (u)’in valilerinin bir vilâyet meclisi olduğu bilinmiyordu. Rasul (u)’in de bir vilâyet meclisi seçtiği bilinmemektedir. Aynı şekilde bu hususta raşid halifelerden

    DEVAMI
  • MADDE – 89

    MADDE – 89

    MADDE -89: “Vali, emirliğinin gereği yaptığı şeyleri halifeye bildirmeye mecbur değildir. Bu hususta ihtiyarına bağlıdır. Bilinmeyen yeni bir olay meydana geldiğinde onu halifeye sunar ve halifenin o konudaki emirlerine uygun olarak hareket eder. Eğer beklemenin o hususta fesada sebep olmasından korkarsa, o hususu kendi reyi ile yerine getirir ve kendisine onu yapmadan önce haber vermediğinin

    DEVAMI
  • MADDE – 88

    MADDE – 88

    MADDE -88: “Vali, halifenin naibi olarak vilâyetinde yönetim ve dairelerin işlerini denetleme yetkisine sahiptir. Böylece vali, tefviz muavininin devletteki bütün yetkilerine vilâyetinde sahiptir. Buna göre valinin, vilâyetinin ahalisi üzerinde emirlik yapma, ordu, yargı ve maliye dışındaki bütün işlere bakma hak ve yetkisi vardır. Ancak polis, onun emri altına idare bakımından değil de uygulama bakımından verilir.”

    DEVAMI
  • MADDE – 87

    MADDE – 87

    MADDE -87: “Valiler halife tarafından, amiller ise halife ve kendisine yetki verildiği takdirde valiler tarafından tayin edilirler. Valiler ve amillerde; muavinlerde aranan şartların bulunması şart koşulur. Yani erkek, hür, müslüman, akil, baliğ, fasık değil (adalet vasfına sahip olması), tayin edilmiş oldukları işleri yapabilecek yeterliliğe sahip olmasıdır. Ayrıca takva ve kuvvet ehlinden olmaları tercih edilir.” Bu

    DEVAMI
  • MADDE – 86

    MADDE – 86

    MADDE-86: “Devletin yönettiği beldeler birimlere ayrılır. Bunlardan her birisine “vilâyet” ismi verilir. Her vilâyet de birimlere ayrılır, onlardan her birime “amâle” (il) ismi verilir. Vilâyeti idare eden her kimseye “vali” ya da “emir” adı verilir. İli idare eden her kimseye de “âmil” ya da “hâkim” denir.” Valiler, yöneticilerdir. Zira (الولاية) “vilâyet” yönetimdir. el-Kâmul el-Muhit’te “vilâyet”

    DEVAMI