MADDE-23:“Devlet, şu sekiz organ üzerine kurulur: 1- Halife 2- Tefviz Muavini 3- Tenfiz Muavini 4- Cihad Emiri 5- Valiler 6- Kadılar 7- Devlet Kurumları 8- Ümmet Meclisi” Bunlarla ilgili delil, Rasul (u)’in fiilidir. Çünkü, o devlet mekanizmasını bu şekil üzere kurmuştur. Nitekim o (u), kendisi bizzat devletin reisi idi. Ayrıca bir imam veya halife nasbetmelerini
DEVAMIMADDE-22:“Yönetim nizamı şu dört kaide üzerine kurulur: a-) Hakimiyet/egemenlik halka değil Şeriat’a aittir. b-) Sulta/otorite ümmete aittir. c-) Tek bir halife tayini müslümanlar üzerine bir farzdır. d-) Şerî hükümleri benimsemek yani onları yürürlüğe koyup kanun yapmak yalnız halifenin hakkıdır. Anayasa ve kanunları belirleyen halifedir.” Bu madde; varlığı ancak kendilerine bağımlı olduğu yönetimin kaidelerini/ilkelerini beyan ediyor.
DEVAMIMADDE-21:“İslâm Akidesi esası üzerine kurulmaları ve benimsedikleri hükümlerin şer’î hükümler olması şartı ile, yöneticileri muhasebe etmek ve ümmet yoluyla yönetime ulaşmak için siyasî partiler kurmak, müslümanların hakkıdır. Partilerin kurulması için herhangi bir ruhsata ihtiyaç yoktur. İslâm esası dışında kurulacak her türlü kitleleşme men edilir.” Bu maddeye delâlet eden delile gelince; Allahu Teâlâ’nın şu sözüdür: وَلْتَكُنْ
DEVAMIMADDE-20:“Yöneticilerin müslümanlar tarafından mühasebe edilmeleri, müslümanların haklarından bir hak olup onlar üzerine bir farz-ı kifayedir. Teba olarak İslâm yönetiminde yaşayan gayri müslimlerin de, yöneticilerin kendilerine yapılan zulmü veya onlara İslâm’ın hükümlerinin tatbikatını kötü şekilde tatbik etmelerini şikayet etme hakları vardır.” Yönetici, tebaa üzerine onu yönetmesi için nasb edilince; o ancak tebaanın işlerini gütmesi için nasb
DEVAMIMADDE-19:“Yönetim veya yönetimden sayılan her hangi bir işi; erkek, hür, adalet sıfatına sahip olan kimselerden başkası üstlenemez. Bu niteliklere haiz kimsenin bu yetkiye sahip olması için müslüman olması lazımdır.” Şüphesiz Allah (Y) müslümanların üzerine kâfirlerin yönetici olmasını kesinlikle nehyetmiştir: وَلَنْ يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاً “Allah, mü’minler üzerine kâfirler için hiç bir yol kılmaz.”[1]
DEVAMIMADDE-18:“Şu dört kişi yönetici sayılır: Halife, Tefviz Muavini, Vali ve Amil. Bunların dışındakiler yönetici değil, görevli sayılırlar.” Bu madde idare ile hüküm/yönetim arasını ayırmak için konulmuştur. Bu iki husus arasındaki fark, şu iki yönden tezahur eder: a-) Her ikisinin vakıasında, b-) Rasul (u)’in yönetici ve görevlileri tayin edişindeki işlemlerinde. a-) Bunların vakıasına gelince: (الحكم) “hükm”
DEVAMIMADDE-17:“Yönetim merkezîdir, fakat idare merkezî değildir.”
DEVAMIMADDE-16:“Yönetim nizamı, vahdet nizamı olup federal bir nizam değildir.” Yönetim için doğru ve sahih olan nizam yalnız vahdet/birlik nizamıdır. Çünkü şer’î delil, birlik nizamı getirdi ve başka yönetim nizamlarını yasakladı. Nitekim Abdullah b. el-As’tan rivayet edildiğine göre o, Rasulullah (u)’den şöyle dediğini işitmiştir: وَمَنْ بَايَعَ إِمَامًا فَأَعْطَاهُ صَفْقَةَ يَدِهِ وَثَمَرَةَ قَلْبِهِ فَلْيُطِعْهُ إِنِ اسْتَطَاعَ فَإِنْ
DEVAMI