Demokratik Yönetim Sistemi Pakistan’a Kaos ve İstikrarsızlıktan Başka Bir Şey Vermemiştir, Hilafeti Kurarak Pakistan’da İstikrarlı ve Güçlü Bir Devletin Teminatı Olun!

Seçimlerin ne zaman yapılacağı, erken mi yoksa geç mi yapılacağına dair siyasi çatışma Pakistan’da istikrarsızlığa yol açtı. Son birkaç on yıldır aynı sorun devam ediyor. Bunun temel nedeni demokratik yönetim sistemidir. Demokrasi, güç ve otorite için bireyler ve siyasi partileri rekabete teşvik eder. Her birkaç yılda bir yapılan seçim çılgınlığı rekabeti kızıştırmakta, devletin önemli kurumlarına

Seçimlerin ne zaman yapılacağı, erken mi yoksa geç mi yapılacağına dair siyasi çatışma Pakistan’da istikrarsızlığa yol açtı. Son birkaç on yıldır aynı sorun devam ediyor. Bunun temel nedeni demokratik yönetim sistemidir. Demokrasi, güç ve otorite için bireyler ve siyasi partileri rekabete teşvik eder. Her birkaç yılda bir yapılan seçim çılgınlığı rekabeti kızıştırmakta, devletin önemli kurumlarına adamlarını getirmek için kıran kırana mücadele gerçekleşmektedir. Genelkurmay Başkanı, ISI Genel Müdürü, Başbakan, Yüksek Mahkeme yargıçlarının atanması konusunda inanılmaz rekabet söz konusu. Siyasi partiler, bu kurumlara adamlarını yerleştirmek için birbirleriyle mücadele ederler. Partiler ayrıca federal ve eyalet bakanları, başbakanlar, valiler, meclis başkanı, başkan yardımcısı, kamu hesapları komitesi, diğer daimî komiteler ve ulusal hesap verebilirlik bürosu başkanını atamak için de birbirleriyle kıyasıya rekabet ederler. Demokrasi, devletin kontrolü için rekabeti teşvik eder, rekabet de hem devleti hem de toplumu istikrarsızlaştırmaktadır.

Her beş yılda bir hükümet değişikliği, tüm devleti işlevsiz hale getirmektedir. İstikrarsızlık seçim sürecinden önce başlar. Ardından iktidar süresi boyunca muhalefet ve onlara bağlı güçlü gruplar, iktidarın altını oymak için çalışırlar. Bir sonraki seçimde muhalefetin iktidara gelmesi için yaptığı bu baltalama, doğal olarak hükümetin başarısız olmasına yol açar. Amerika ve diğer demokratik ülkelerde de durum böyledir. İstikrarsızlığın ortasında hükümet, kendini savunmanın ve iktidarını uzatmanın derdindedir. Bu da enerji, sanayileşme, gıda güvenliği, kendi kendine yeterlilik, jeo-stratejik ve uluslararası hakimiyet konularında uzun vadeli planlamaların yapılmamasına neden olmaktadır.

Demokrasinin bir başka kusuru da, beceriksiz bir kişinin sırf popülaritesine binaen yönetici olabilmesidir. Beceriksizler daha sonra halkın ve devletin çıkarlarına zarar veren yasa ve politikaları onaylayıp kabul ederler. Çünkü demokraside egemenlik halka aittir, İslam’da ise egemenlik Şeriata aittir. İslam’da anayasa, kanunlar ve politikalar Allah Subhânehu ve Teâlâ ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in emir ve yasaklarına göre belirlenir. Halife tarafından bile değiştirilemezler. Dolayısıyla hiçbir popüler kişi veya grup ümmetin ve İslam dininin çıkarlarına zarar veremez.

İslam sisteminde otorite ümmete aittir, ümmet biat yoluyla bu otoritesini Halifeye verir. Halife sadece Şeriata göre yönetmek zorundadır. Bir yetkili atayarak belirli bir yetkiyi devredebilir, istediği kişiyi görevden alarak yetkisini geri alabilir. Halife, Şeriatın uygulanması şartıyla ömür boyu Halife olarak kalır. Bu, siyasi tiranlıktan ziyade siyasi istikrarı sağlar. Halife, Şeriatın emir ve yasaklarına uyulmasını sağlamak için uzun vadeli politikalar belirler. Hilafette her siyasi parti, Halifeyi muhasebe eder. İyiliği emreder, kötülüğü yasaklar. Bu durum devleti güçlendirir ve sapmaları düzeltir. Hilafette siyasi partiler otorite için birbirleriyle yarışmazlar, aksine İslam’ı uygulamak için Halife’ye yardımcı olurlar. Halife’yi eksikliklere ve başarısızlıklara karşı uyarırlar. Halife’nin Şeriata uymasını sağlarlar.

Pakistan şu an yol ayrımında. Ya Hilafet’i kurarak bölgesel ve küresel hakimiyet elde edecek ya da demokraside kalarak Hindu devleti karşısında Butan gibi zayıf bir devlete dönüşecektir.

Ey güç ve kuvvet ehli! Gelin ve sorumluluğunuzu yerine getirin. Nübüvvet metodu üzere Hilafetin kurulması için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Hilafet bu ümmetin gidişatını değiştirecek inşallah. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ *بِنَصْرِ اللَّهِ “O gün Allah’ın (Rumlara) zafer vermesiyle müminler sevinecektir.”

Diğerleri