Dün 16 Ocak 2024 Salı günü İran Devrim Muhafızları, 15 Ocak 2024 Pazartesi gece yarısı Suriye ve Irak Kürdistanı’ndaki (terörist) hedefleri balistik füzelerle vurduğunu duyurdu. IRNA haber ajansı, Devrim Muhafızları’nın Erbil’de “bir casus karargâhını” ve Suriye’de de “İran karşıtı terörist grupların toplandığı bir yeri” vurduğunu aktardı. Bunun “Düşmanların zulmüne cevap olarak” düzenlendiği ifade edildi. Kürt medyası, yaklaşık 10’a yakın füzenin, Erbil’de birden fazla noktayı vurduğunu, bu füzelerin bir kısmının güvenlik, inşaat ve petrol alanlarında faaliyet gösteren Falcon Group’un sahibi işadamı Pişro Diziyi’nin evine isabet ettiğini, işadamı ve kızının öldüğünü, eşi ve iki çocuğunun da aralarında bulunduğu 17 kişinin de yaralandığını bildirdi.

İran medyasına göre Diziyi “Mossad ajanı” ve “İsrail”in ticaret ortağıdır, petrol tedarik etmektedir ve eski Amerikalı askerleri çalıştıran küçük bir özel ordusu var. Amerikan Bloomberg sitesine göre Irak Başbakanı Muhammed Şiya El Sudani, Dünya Ekonomik Forumu’na katılmak üzere gittiği İsviçre’nin Davos kasabasında yaptığı açıklamada saldırıyı düşmanca şeklinde nitelendirerek, “Bu eylem kesinlikle Irak ile İran arasındaki güçlü ilişkiyi baltalayan tehlikeli bir gelişmedir.” dedi. El Sudani, Irak hükümetinin, ulusal egemenlik ilkesi çerçevesinde, her türlü diplomatik ve hukuki tedbiri alma hakkına sahip olduğunu kaydetti.

Analizler ve gerekçeleri bir yana İran’ın iddiası doğru olabilir. Amerika, inatçılığı artık canını sıkan Yahudi varlığına baskı yapmak için operasyona yeşil ışık yakmış da olabilir. Ya da Devrim Muhafızları arasında uyumsuzluk ve Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesi sonrasında yaşanan bir anlaşmazlık da olabilir. Ya da Tahran, güvenlik servislerinin hacklenmesinden, nükleer reaktörlerinin kalbine sızılmasından, Yahudi varlığının İranlı bilim adamlarına suikast düzenlemesinden, 3 Ocak 2024 Salı günü General Kasım Süleymani’yi anma töreni sırasında düzenlenen bombalı saldırıda yüzlerce kişinin ölmesinden ve yaralanmasından sonra bu büyük skandalı örtbas etmek çabası içerisinde de olabilir… Evet tüm bunlar bir yana açık olan bir gerçek var ki o da, Irak, kara ve deniz üzerindeki egemenliğini kaybetmiştir. Fırlatılan füzeler, Irak hava sahasını güneyden kuzeye, doğudan batıya delip geçmiştir!

Ey Irak ve diğer İslam ülkelerindeki Müslümanlar! Hilafetin yıkılması ve mini devletlere bölünmesinden sonra Müslüman ülkelerin maalesef acı gerçekliği budur. Tek kaygısı efendilerini memnun etmek olan ajan Ruveybidalar yönetimindeki ülkeler, egemenliğini yitirmiştir, düşmanları orada istedikleri gibi cirit atıyorlar, yiyip içiyorlar!

Ey İslam ümmeti! Emin olun ki, bütün Müslüman ülkeler, ümmetin Allah’ın kanunlarına göre yönetmek üzere rıza ve ihtiyar ile biat ettiği bir imam liderliğinde tek bir devlette vilayetler haline gelmedikçe, egemenlik, bağımsızlık ve sınırların korunmasından bahsedilemez. İmam sınırları koruyacak, karasıyla, havasıyla, deniziyle otoritesini bu devletin tüm sınırlarına dayatacaktır.

Biz sizi her zaman bu izzete çağırdık ve Allah kalplerinizi Nübüvvet metodu üzere Hilafetin kurulması ve Allah’ın Şeriatının hakem kılınması çalışmasına açana kadar da sizi çağırmaya devam edeceğiz. Hilafetle ancak adalet sağlanır, haksızlıklar giderilir, haklar korunur, kâfirlerin kökü kazınır.

يَاأَيُّهَاالَّذِينَآمَنُواْاسْتَجِيبُواْلِلّهِوَلِلرَّسُولِإِذَادَعَاكُملِمَايُحْيِيكُمْوَاعْلَمُواْأَنَّاللّهَيَحُولُبَيْنَالْمَرْءِوَقَلْبِهِوَأَنَّهُإِلَيْهِتُحْشَرُونَ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}

Hizb-ut Tahrir Irak
Medya Bürosu