Bugün Filistin meselesinin nasıl başladığını ve Yahudi varlığının 1948’de nasıl kurulduğunu detaylı bir şekilde anlatmaya gerek yok. İnsanları, taşları, ağaçları yok eden ve tüm dünyanın gözleri önünde yedi ayı aşkın bir süredir devam eden yıkıcı Gazze savaşı, devlet ve özel medyadaki dolaşımlar, sosyal medya platformlarındaki paylaşımlar, toplumlar, gruplar, devletler ve uluslararası kuruluşlar, partiler için geçen
Bugün Filistin meselesinin nasıl başladığını ve Yahudi varlığının 1948’de nasıl kurulduğunu detaylı bir şekilde anlatmaya gerek yok. İnsanları, taşları, ağaçları yok eden ve tüm dünyanın gözleri önünde yedi ayı aşkın bir süredir devam eden yıkıcı Gazze savaşı, devlet ve özel medyadaki dolaşımlar, sosyal medya platformlarındaki paylaşımlar, toplumlar, gruplar, devletler ve uluslararası kuruluşlar, partiler için geçen yüzyılın modern tarih kitaplarını okuma ve her fırsatta sorunun arka planını anlatma ihtiyacını ortadan kaldırmaktadır.
7 Ekim 2023’te mücahitlerin kahramanca saldırısı sonrası günlerdir, aylardır devam eden Gazze savaşı, insanların bildiği gerçekleri gözler önüne serdi. Ümmetin bu noktaya nasıl geldiği ve dibe nasıl vurduğu, Gazze ve dünyanın diğer bölgelerindeki Müslüman kardeşlerine niye yardım edilmediği, arkasında kimlerin olduğu ve bunun sebeplerinin ne olduğu, siyasi bilince sahip ve ümmetin samimi kimseleri için açık ve net olsa da, sıradan insanlar için de artık malum hale gelmiştir. Mevcut pratik önemine göre bu durumdan şu şekilde kurtulmak zorunlu bilinmesi gereken hususlardan sayılmaktadır:
– Müslüman ülkelerde, bölünmeyi ve kafir hükümleriyle hükmetmeyi perçinlemek için Sykes-Picot Anlaşması ile kurulan ulusal ve bölgesel Batı ajanı rejimlerin istisnasız hepsi, Müslümanların birliğinin ve kardeşlerine yardım etmelerinin önünde aşılmaz bir engel olarak durmaktadır. Bu yöneticiler ve rejimleri kökünden söküp atmak ve Müslüman ülkelerin birliği, köklü çözüm için öncelikli bir eylem haline gelmiştir.
– Amerika ve Avrupa’nın başını çektiği sömürgeci kafir Batı, İslam ümmetinin birincil düşmanıdır. İslam’a ve Müslümanlara ve Gazze’ye karşı yürütülen savaşın bilfiil ortağıdır. Onlara karşı savaş hali dışında bir tutum benimsemek caiz değil. Hain yöneticilerin, ülkemizde onlara askeri üsler vermeleri, savunma anlaşmaları yapmaları, Hevesli Aslan gibi ortak askeri tatbikatlar yürütmeleri, iki devletli ve diğer uluslararası çözüm gibi teslimiyetçi çözümleri uygulamaları caiz değil.
– Suçlu, mutant Yahudi varlığı, bu sömürgeci ülkelerin eseridir. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin dönüşüyle ümmetin kalkınma projesini engellemek için kanserli bir hücre gibi ümmetin bedenine yerleştirdikleri bu varlığı aynı zamanda himaye etmektedirler. Ülkemizdeki istihbarat birimlerinin işbirliğiyle Batılı istihbarat ve ulusal güvenlik birimleri, Hilafetin kurulmasını önlemek için uykusuz kalmaktadırlar. Ülkemizdeki yöneticiler, özellikle 7 Ekim 2023’ten sonra kırılganlığı ve korkaklığı kanıtlandıktan sonra bu varlığı korumak ve yok olma tehlikesinden önlemek için canhıraş çalışmaktadırlar.
– Birleşmiş Milletler, kuruluşları, Uluslararası Adalet Divanı ve uluslararası hukuk gibi uluslararası örgütler, büyük ülkelerin çıkarları için ve onların baskısı altında çalışan Batılı sömürgeci aparatlardır. Müslümanların yanında olmadıkları gibi, Filistin halkının yararına da çalışmazlar. Bu kuruluşlara başvurmak, hüsnü zan beslersek, ölümden kaçarken sıtmaya razı olmak gibidir. Aksi takdirde ihanettir.
– Amerika liderliğindeki Batılı kapitalist ülkeler, insanlara barbarca ve çürümüş bir yasa dayatmaktadırlar. Zorla ve sahtekarlıkla insanların mallarını yağmalamaktalar, sahte demokrasi ve barbarca güç adına dünyayı kelimenin tam anlamıyla gasp etmektedirler. İnsanlar yaptıklarından iğreniyor. Sırf Gazze’deki soykırımı reddettikleri için dünyanın dört bir yanındaki üniversite öğrencilerinin tutuklanması, bastırılması ve protestolarının susturulması, yönetim sistemi olarak sözde demokrasi ve kötülüğü için mükemmel bir örnektir. Ve insanlığın adil ve ilahi bir sistem olan İslam’a olan ihtiyacının bir kanıtıdır.
– Batı’daki efendileri ile anlaşma yapan yöneticilerin devrilmesi ile ümmetin kalkınması ve hatta Gazze’deki halkımıza yardım arasında duranlar, siyasetçi, alim ve ikiyüzlü zalim bir güruhtur. Bunlar, rezil rüsva olacaklardır. Ümmetin ve dininin tarafına geçmezlerse, derin bir uçuruma atılacaklar ve insanlar onları bir çekirdek gibi bir kenara atacaklardır.
– Ümmet hala, güç ve kuvvet ehlinden, askerlerinden, subaylarından, çok geç olmadan, Allah’ın ve tüm insanların gazabı üzerlerine inmeden zayıflık ve zillet elbisesini üzerlerinden çıkarmalarını, Allah’a ve Rasûlüne icabet etmelerini ve ordularını harekete geçirerek Gazze’deki din kardeşlerine destek olmalarını ümit etmektedir. Allah, Yahudilerin ve Amerika’nın yanında yer alan kukla rejimleri savunmaları için değil, ümmeti ve çocuklarını savunmaları için onlara silah ve teçhizat vermiş ve onları ordular yapmıştır.
Ey insanlar! Ey Müslümanlar! Kukla yöneticilerin dolaşıma soktuğu teslimiyetçi çözümlerle avunulması ve düşman sömürgeci kafirin dayattığı sözde uluslararası hukuka başvurulması yeter artık. Gazze’nin yıkılmasından ve halkının yerlerinden edilmesinden sonra sözde uluslararası hukuka çağrıda bulunuyorlar. Vallahi sizin için âlemlerin Rabbi olan Allah’ın emrettiği çözümden başka bir çözüm yoktur. İslam’ı tek bir varlıkta, Allah’a ve Rasûlüne sadık Raşidi Hilafette uygulamak tek çözümdür. Hilafet, Müslümanların özünü koruyacak, düşmanlarını kökten yok edecektir. Filistin devleti ile birlikte Yahudilere ait bir devletin olması caiz değil. Müslümanların Yahudi varlığı ile savaş ilişkisi dışında bir ilişkilerinin olması kesinlikle yasaktır. Hain antlaşmalar veya sözleşmeler yapılamaz. Şeri çözüm arayanların, gerçeklikten, kendilerini çıkmaza sokan ve sömürgeci kafirin aparatlarıyla müzakereye sevk eden çözümler edinmeleri caiz değil.
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ آمَنُوا بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَن يَتَحَاكَمُوا إِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ أُمِرُوا أَن يَكْفُرُوا بِهِ وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَن يُضِلَّهُمْ ضَلَالاً بَعِيداً“Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Tâğût’u tanımamaları kendilerine emrolunduğu hâlde, onun önünde muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.”
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu