MADDE – 128

MADDE-128: “İster infak için olsun, ister malı çoğaltma gayesiyle olsun Mülkiyette tasarruf,  Şari‘nin iznine bağlıdır. İsraf, mal ile azgınlık ve cimrilik yasaklanacağı gibi, kapitalist şirketler, kooperatifler ve Şeriata muhalif tüm muameleler yasaklanır. Faiz, aldatma, ihtikar (stokçuluk), kumar ve benzeri şeyler yasaklanır.” Mal infakı ile ilgili delil aynı zamanda bu maddenin delili olarak da kabul edilebilir.

MADDE-128: “İster infak için olsun, ister malı çoğaltma gayesiyle olsun Mülkiyette tasarruf,  Şari‘nin iznine bağlıdır. İsraf, mal ile azgınlık ve cimrilik yasaklanacağı gibi, kapitalist şirketler, kooperatifler ve Şeriata muhalif tüm muameleler yasaklanır. Faiz, aldatma, ihtikar (stokçuluk), kumar ve benzeri şeyler yasaklanır.”

Mal infakı ile ilgili delil aynı zamanda bu maddenin delili olarak da kabul edilebilir. İnfak ile ilgili delil Allahu Teâla’nın şu sözüdür:

لِيُنفِقْ ذُو سَعَةٍ مِنْ سَعَتِهِ “Gücü olan kendi mali gücünden infak etsin.”[1]

İsrafı yasaklarken de şöyle dedi:

ولا تُسْرِفُوا إِنَّهُ لأ يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ “Şüphesiz ki Allah, israf edenleri sevmez.”[2]

ولا تُبَذِّرْ تَبْذِيرًا (26) إِنَّ الْمُبَذِّرِينَ كَانُوا إِخْوَانَ الشَّيَاطِينِ “Saçıp savurmayın. Çünkü saçıp savuran israfçılar şeytanların kardeşleridirler.”[3]

Cimriliği nehyederken de şöyle dedi:

وَالَّذِينَ إِذَا أَنفَقُوا لَمْ يُسْرِفُوا وَلَمْ يَقْتُرُوا وَكَانَ بَيْنَ ذَلِكَ قَوَامًا “Onlar infak edecekleri zaman ne israf ederler, ne de cimrilik yaparlar, ikisinin arasında bir yol izlerler.”[4]

Sözlü tasarruflara gelince, onu da Şari muayyen ve belli muamelelerle sınırlandırmıştır. Alış-veriş, icare şirket ve benzeri tasarrufları ve onların keyfiyetlerini tahdid etmiştir. Bunlardan başka sözlü tasarrufları haram kılmıştır. Allah Rasulü (u) şöyle buyurmaktadır:

مَنْ عَمِلَ عَمَلأ لَيْسَ عَلَيْهِ أَمْرُنَا فَهُوَ رَدٌّ “Bizim bu emrimize uymayan her iş kabul olunmayarak sahibine reddedilir.”[5]

Özel keyfiyetle muamelelerin sınırlandırılması ve belirli muamelelerden açıkça nehyedilmesi, mülkün çoğaltılmasıyla ile ilgili tasarrufun Şari’nin iznine bağlı olarak sınırlandırmaktır.

Burada bir çok tasarruflar vardır ki onlara ait emir, sınırlı ve özel bir şekilde varid olmuştur. Şer’î nasslar yapılan muamelenin inikad ve sıhhat şartlarını kesin bir şekilde belirlemiştir.  Şer’î nassın belirttiği şekilde onları yerine getirmek farz olduğu gibi yerine getirilen tasarruflar da, şer’î nass ile sabit olan inikad/oluşum ve sıhhat şartlarının hep birilikte bulunması lazımdır. Eğer nassın getirdiğine muhalif olur veya inikad ve sıhhat şartlarının tamamı bulunmazsa, o tasarruf şeriata muhalif olur. Eğer şeriat tarafından getirilen bir emre veya yasağa muhalif olarak inikad şartlarının tamamına haiz değilse batıl, sıhhat şartlarını bulundurmuyorsa fasid olur. Böylesi bir durum şeriata yani Allah’ın emir ve yasaklarına muhalif olmak demektir. Allah’ın emir ve yasaklarına muhalefet ise bir günahı irtikab etmek demektir. Mesela şer’î bir akdi ele alalım: Şari, akdin iki kişi arasından yapılmasını emretmektedir. Nitekim Rasul (u) şöyle dedi:

الْبَيِّعَانِ بِالْخِيَارِ “Alış veriş eden iki kişi muhayyerdirler.”[6]

Hadisi Kudsi’de Allah şöyle dedi:

أَنَا ثَالِثُ الشَّرِيكَيْنِ “Ortak olan iki kişinin üçüncüsü benim.”[7]

Yine Şari‘, alış-verişin kabul ve icab ile olmasını emretmiştir. Bundan dolayı yapılan akid eğer akid yapan iki kişi ile icab ve kabul şartlarını taşımıyorsa yapılan muamelelerde akid batıl olacağı için sözleşme geçersiz sayılır. Böyle bir muamelede meydana gelen tasarruf bir günahın irtikabı, veya bir haramın işlenmesinden başka bir şey olmaz. Çünkü böylesi bir işlem  şeriatın yasakladığı bir muameledir. Bir başka örnek de Anonim şirketlerden verelim. Anonim şirketlerde akid tek taraflı olduğu için caiz değildir. Çünkü, kişinin sadece şirket şartlarını kabul edip imzalamakla ve şirketin bir hissesini satın almakla şirkete ortak sayılır. Kapitalistlerce yapılan bu muamele, İslâm’daki vakıf, vasiyet gibi, tek taraflı irade ile gerçekleşen muameleler kabilindendir. Halbuki Anonim şirketlerde karşılıklı olarak akitleşen iki taraf yoktur. Tek yönlü bir tasarruf vardır. Aynı zamanda bu şirketlerde kabul ve icab denilen iki unsur da yoktur. Bunlardan yalnızca icab vardır. Halbuki şer’î olan şirkette akdi yapan iki kişi arasında, alış veriş, icare, nikah ve benzeri  muamelelerde olduğu gibi kabul ve icab akdiyle bir anlaşmanın yapılması lazımdır. Bundan dolayı Anonim şirket akidleri şer’î olarak tahakkuk etmediklerinden batıl ve haramdır. Çünkü Allahu Teâla’nın şirketin oluşumu için emrettiği şartları terk ve nehyettiği fiili yapmak vardır. Onun için bunda Allah’ın emirlerine muhalefetin varlığı söz konusudur. Zira Allahu Teâla şöyle buyurmaktadır:

فَلْيَحْذَرْ الَّذِينَ يُخَالِفُونَ عَنْ أَمْرِهِ “Onun emrine muhalefet edenler sakınsınlar.”[8]

Böyle bir işi yapmaya kalkışmak bir günahı ve haram bir işi yapmaya kalkışmak olur. Böyle bir muamele şer’an haram kılınmıştır. Çünkü her batıl akid haramdır. Mesela Hayat sigortası, mülk ve eşya sigortaları da böyledir. Zira mal ve mülk sigortası  üyesine, kaybettiği ve zarar ettiği mal ve mülkün aynısını veya değerinin belli bir kısmını vermeyi veya hayat sigortası yapılmasına karşılık sigorta yaptırılan organın göreceği zarar karşılığında belli bir miktar para vermeyi taahhüt eder. Dolaysı ile sigorta müddeti içerisinde herhangi bir olay vuku bulduğu zaman sigortacı sigortalının zararını tazmin eder. Sigorta anlaşmasında kendisine kefil olunan bulunmadığı gibi herhangi bir zimmetin/yükümlülüğün başka bir zimmete eklenmesi de yoktur. Çünkü şirketin kefil kabul ettiği herhangi bir kimse olmadığı gibi, yükümlülüğü altına alınan bir kimse de yoktur. Zira bu sigorta işleminde sigortalının, onunla sigorta şirketini zorlayacağı herhangi bir kimsede bulunan mali hakkı yoktur. Çünkü sigortalının herhangi bir kimseden alacağı mali bir hakkı yokken sigorta şirketi gelerek onu sigortalamıştır. Sigorta bir kefalettir. Kefalet ise şer’an, “zaminin” (sigortalayanın) zimmetinin “mazmununun anhın” (sigorta altına alınanın) zimmetine bir hakkın iltizamında/yerine getirilmesinde zammedilmesi/ eklenmesidir. Yani bir zimmetin bir başka zimmete eklenmesi şarttır. Dolayısıyla sahih bir kefalet işleminde aşağıdaki unsurların bulunması lazımdır:

A. Bir zimmet bir başka zimmete eklenmelidir.

B. Damin (kefil), madmunun anhu (kefalet altına alınan) ve madmunun lehu (kefil olunanın) bulunmalıdır.

C. Kefalet sabit bir hakkın zimmetinde olmalıdır. 

Akdin gerçekleşme şartları ile kefaletteki sıhhat şartları bunlardır. Sigorta akdi, bu şer’î şartları taşımadığına göre şer’an batıl ve haramdır. Böyle bir muameleyi icraya koymak ise bir günahı işlemek olacağından haram işlenmiş olur. Neticede yapılan iş şer’an haram kılınan muamelelerden biri olarak ortaya çıkar. Zira her batıl muamele haramdır. Şirketler ve sigorta gibi iş ve tasarruflar, şer’î nasslar ölçüsü içerisinde belli bir keyfiyet ve belli şartlar ile tahdid edilmiş olup bu şartlara bağlı kalmak ve ona göre hareket etmek vacibtir İşte bu, mülkün çoğaltılması ve işletilmesi konusundaki tasarrufun da şari’nin iznine bağlı olduğuna bir delildir. Beri tarafta gabni fahiş (eksik vermek, aldatmak) gibi bir takım tasarruflar da sarih olarak yasaklanmıştır.

Abdullah b. Ömer’den (t) rivayet edildiğine göre Nebî (u)’in yanında bir adamın alış verişte hile yaptığını anlattılar. Bunun üzerine Nebî (u) şöyle dedi:

“Alış-veriş yaptığın zaman hile yoktur de.”

Yine Rasul (u) şöyle dedi:

بَيْعُ الْمُحَفَّلاتِ خِلأبَةٌ ولا تَحِلُّ الْخِلأبَةُ لِمُسْلِمٍ “Yığın halinde alış-veriş hiledir. Hile ise Müslümana helal olmaz.”[9]

Yanıltıcı ile alış veriş de böyledir. İhtikar ise Rasul (u)’in şu sözü ile yasaktır.

مَنِ احْتَكَرَ فَهُوَ خَاطِئٌ “Mal stok eden günahkardır.”[10]

Kumar hakkında da Allahu Teâla şöyle dedi;

يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالأنصَابُ وَالأزْلامُ رِجْسٌ مِنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ “Ey iman edenler, içki, kumar, dikili taşlar, fal okları şeytanın pis işindendir. Ondan çekinin ki kurtuluşa eresiniz.”[11]

Faiz hakkında da şöyle demiştir;

وَأَحَلَّ اللَّهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبَا “Allah alış verişi helal, faizi de haram kıldı.”[12]

Bunun gibi sarih nasslar ile bu ve benzeri tasarruflar nehyedilmişlerdir. Bu deliller mülkü geliştirme tasarrufunun şari’nin izni ile kayıtlı olduğuna dair delillerdir.


[1] Talak: 7

[2] En’am: 41

[3] İsra: 26-27

[4] Furkan: 67

[5] Müslim, K. Akdiyyeh, 3243

[6] Buhari, K. Buyu’, 1937

[7] Ebu Davud, K. Buyu’, 2936

[8] Nur: 63

[9] İbni Mace, K. Ticaret, 2232

[10] Müslim, K. Mesakat, 3012

[11] Maide: 90

[12] Bakara: 275

Diğerleri