MADDE – 160

MADDE-160: “Devlet, herkese bedava olarak sağlık hizmetlerini götürür. Fakat doktorların özel muayenehane açmalarını ve ilaçların para ile satılmasını men etmez.” Tıp, tüm insanlığın onsuz kalamayacağı zaruret ve maslahatlardandır; Nitekim Rasul (u) tedavi ile emretmiştir. Usame b. Şerik’ten rivayet edildiğine göre: “Bir bedevi Peygambere gelerek ya Rasulullah doktora gidip tedavi olalım mı? Dedi. Rasul (u) dedi

MADDE-160: “Devlet, herkese bedava olarak sağlık hizmetlerini götürür. Fakat doktorların özel muayenehane açmalarını ve ilaçların para ile satılmasını men etmez.”

Tıp, tüm insanlığın onsuz kalamayacağı zaruret ve maslahatlardandır; Nitekim Rasul (u) tedavi ile emretmiştir. Usame b. Şerik’ten rivayet edildiğine göre: “Bir bedevi Peygambere gelerek ya Rasulullah doktora gidip tedavi olalım mı? Dedi. Rasul (u) dedi ki;

“Evet tedavi olunuz. Çünkü Allah hiçbir hastalık vermemiştir ki onun şifasını da vermemiş olsun. Onu bilen bilir, onu bilmeyen bilmez.”

Hadisin başka bir metninde: “Bedevi tedavi olalım mı ya Rasulullah diye sonuca Peygamber (u) de şöyle buyurdu:

نعَمْ يَا عِبَادَ اللَّهِ تَدَاوَوْا فَإِنَّ اللَّهَ لَمْ يَضَعْ دَاءً إِلا وَضَعَ لَهُ شِفَاءً أَوْ قَالَ دَوَاءً “Evet. Allah’ın kulları, tedavi olunuz. Çünkü Allah (Y) hiçbir hastalık yaratmamış olsun ki onun için, bir şifa ve ilaç yaratmamış olsun.”[1]

Bu hadisler tedavinin mübah olduğuna delalet eder. Tedavide bir menfaati celb, bir mazarratı defetmek gibi bir maslahat mevcuttur. Kaldı ki dispanser ve hastaneler Müslümanların tedavi ve şifa konusunda istifade ettikleri yerlerdir. Bundan dolayı tıp herkesin yararlandığı bir maslahattır. Devletin böyle maslahatları kurmak ve işletmek mecburiyeti vardır. Çünkü, bu hususlar devletin yapması lazım gelen faydalı şeylerdir Zira Rasul (u) şöyle buyurmuştur:

الامَامُ رَاعٍ وَهُوَ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ “İmam da bir çobandır ve tebaasından sorumludur.”[2]

İnsanların yararına olan bu nevi maslahatları yerine getirmek Rasul (u)’in zikredilen hadisi şerifi ile amel etmek demektir. İnsan sağlığıyla ilgili tıp ilimlerini geliştirmek ve bütün halka sağlık hizmetini bedava olarak sunmak devletin görevlerindendir. Bu konudaki harcamalar beytülmal tarafından karşılanır. Beytülmal bu harcamaları karşılıksız olarak yapar. Bundan anlaşılıyor ki tıp ve insan sağlığını ilgilendiren hususların bütün halka bedava götürülmesi ve herkesin istifadesine sunulması devletin üzerine vacib bir görevdir.

Doktorların ücretle çalışabileceği ve onlara ücretin verilebileceği hükmü ile ilgili cevaza gelince: Bu husustaki delil, tedavinin mübah olmasıdır. Çünkü Peygamber (u);

يَا عِبَادَ اللَّهِ تَدَاوَوْا “Ey Allah’ın kulları tedavi olun”[3] hadisi şerifi ile bu hususa işaret etmiştir.

Ayrıca tedavi bir yarar ve menfaattir. Bundan dolayı, tedavi olmak isteyen kimse, tedavi yapan kimseyi ücretle çalıştırabilir. Bu sebeple icare/kiralama ile ilgili tarifi buna tatbik etmek mümkündür, Kaldı ki, bu hususta, herhangi bir nehyedici delil de varid olmuş değildir. Bundan başka, Enes’ten rivayet edilen bir habere göre Rasul (u) kan aldırdı. Ebu Tabiyye isminde bir  köle kan almıştı. Karşılık olarak iki sa’ ücret vermiştir. Sonra Rasul (u) kölenin efendilerine onun işini hafifletmesini söyledi, onlar da kölelerinin işini hafiflettiler.”

Bu hususa Müslim’in bir rivayeti de delalet eder: İbni Abbas’tan rivayet edildiğine göre: “Peygamber (u) kan aldırdı, kanını alan kimseye de bir ücret verdi. Eğer ücret vermek haram olsaydı ona ücret vermezdi.”

Peygamberimiz zamanında kan aldırmak tedavi usul ve yöntemlerindendi. Kan aldırma karşılığında ücretin alınması, doktorun yapacağı tedavi karşılığında ücret alabileceğine delalet eder. İlaç alış-verişi de doktorun aldığı ücret gibi caizdir. Çünkü ilaç alış-verişi Allah’ın: وَأَحَلَّ اللَّهُ الْبَيْعَ “Allah alış-verişi helal kıldı” ayetinin genel manasının kapsamına girer. Kadı ki, bunun haramlığı ile ilgili nass da varid olmuş değildir.


[1] Tirmizi, K. Tıb, 1961

[2] Buhari, K. İstikrad, 2232

[3] Tirmizi, K. Tıb, 1961

Diğerleri