MADDE-50: “Tenfiz muavininin müslüman, erkek olması şarttır. Çünkü o, halifenin iç çevresinde bulunan kişilerdendir/sırdaşlarındandır.”

Tenfiz muavini, tefviz muavini gibi halife ile doğrudan temas halinde olmasından dolayı halifenin sırdaşlarındandır. Onun yönetimle yakından bağlantısı vardır.

Her ne kadar işi idare olsa da, tenfiz muavininin kadın olması caiz değildir. Çünkü kadının yönetimden ve yönetimle çok yakın bağlantısı olan hususlardan uzak tutulması şu hadisten dolayı farzdır:

لَنْ يُفْلِحَ قَوْمٌ وَلَّوْا أَمْرَهُمُ امْرَأَةً “İşlerini/yönetimlerini bir kadına teslim eden bir topluluk kesinlikle felah bulmayacaktır.”[1]

Aynı şekilde tenfiz muavininin kâfir olması da caiz değildir. Bilâkis onun, halifenin sırdaşlarından olmasından ve Allahu Teâlâ’nın şu sözünden dolayı müslüman olması gerekir. Allahu Teâlâ şöyle buyurdu:

يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لا تَتَّخِذُوا بِطَانَةً مِنْ دُونِكُمْ لا يَأْلُونَكُمْ خَبَالاً وَدُّوا مَا عَنِتُّمْ قَدْ بَدَتْ الْبَغْضَاءُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ “Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri (kâfirleri) sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten geri kalmazlar. Size sıkıntı verecek şeyleri isteyip dururlar. Gerçekten kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmuştur. İçlerinde sakladıkları (düşmanlıkları) ise daha büyüktür.”[2]

Halifenin müslüman olmayanlardan sırdaş edinmesinin nehyedilmesi bu ayetle gayet açıktır. Onun için tenfiz muavininin kâfir olması caiz değildir. Bilâkis, onun halife ile doğrudan temas halinde olması, tefviz muavini gibi halifeden kopuk olmadığından dolayı müslüman olması farzdır.(*)

[1] Buhari, K. Fiten, 6570

[2] Ali İmran: 118

(*) NOT: Bu üç maddenin izahı, İslâm’da Yönetim Nizamı kitabının Arapça’sından alınmıştır. s.136-139