MADDE – 63

  • Ordu
  • Temmuz 21, 2019

MADDE-63:  “Ordu için yüksek askerî eğitimin en üstün seviyede çoğaltılması, orduda mümkün olduğu kadar fikrî seviyenin yükseltilmesi, orduda her şahsın genel şekilde de olsa İslâm’ı kavramasını sağlayacak İslâmî bir kültürle kültürlenmesi gerekir.” Bu madde, Rasul (u)’in şu sözünün kapsamına girer: طَلَبُ الْعِلْمِ فَرِيضَةٌ “İlim talebi (öğrenmek) farzdır.”[1] (العلم) “ilim” kelimesi, her ilmi dolayısıyla askerî ilimleri

MADDE-63:  “Ordu için yüksek askerî eğitimin en üstün seviyede çoğaltılması, orduda mümkün olduğu kadar fikrî seviyenin yükseltilmesi, orduda her şahsın genel şekilde de olsa İslâm’ı kavramasını sağlayacak İslâmî bir kültürle kültürlenmesi gerekir.”

Bu madde, Rasul (u)’in şu sözünün kapsamına girer:

طَلَبُ الْعِلْمِ فَرِيضَةٌ “İlim talebi (öğrenmek) farzdır.”[1]

(العلم) “ilim” kelimesi, her ilmi dolayısıyla askerî ilimleri de kapsayan bir cins isimdir. Hatta askerî ilimler, her ordu için zaruri oldu. Bir ordu onları öğrenmedikçe, harb yapmayı ve savaş meydanına girmeyi gerçekleştiremez. Onun için; “Farzın ancak kendisiyle tamamlandığı şey de farzdır”  şer’î kaidesi gereğince, askerî ilimleri öğrenmek her ordu için farz olmaktadır.

İslâmî kültüre gelince; bir şahsın amellerini yerine getirmesi için lazım olanı öğrenmesi farz-ı ayındır. Onun dışında kalanı öğrenmek ise farz-ı kifayedir. Bu, Rasul (u)’in şu sözünden dolayıdır:

مَنْ يُرِدِ اللَّهُ بِهِ خَيْرًا يُفَقِّهْهُ فِي الدِّينِ “Allah kime hayır dilerse onu dinde fakih kılar (anlayış ve kavrayış sahibi kılar).”[2]

Bu ilim, her müslümana farz olduğu gibi, İslâm Davetini yaymak için beldeler fetheden ordu için de farzdır, hatta ordu için daha kuvvetli bir hükümdür.

Fikrî seviyenin yükseltilmesine gelince; bu, fikrî uyanıklık ve kavrayış içindir. Bu; dinin anlaşılıp kavranması, hayat işlerinin kavranması için gereklidir. Belki Rasul (u)’in şu sözünde fikrî uyanıklılık ve kavrayışa teşvike işaret vardır:

رُبَّ مُبَلَّغٍ أَوْعَى مِنْ سَامِعٍ “Nice tebliğ edilenler vardır ki duyandan daha anlayışlı ve kavrayışlıdır.”[3]

Allahu Teâlâ’nın şu sözünde de düşünce ve fikrin derecesine işaret vardır:

لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ“Düşünüp fikreden bir topluluk için…”[4]

فَتَكُونَ لَهُمْ قُلُوبٌ يَعْقِلُونَ بِهَا…“…Zira onların kendileriyle akledecekleri kalpleri olurdu.”[5]


[1] İbni Mace, K. Mukaddime, 220

[2] Buhari, K. İlm, 69

[3] Buhari, K. Hac, 1625

[4] Yunus: 24

[5] Hacc: 46

Diğerleri