MADDE-65:  “Orduda; İslâmî bir ordu olması sıfatıyla görevini yapmasına imkân verecek silah, cephane, muhimmat, techizat, araç, gereç ve levazımın çoğaltılması gerekir.”

Bu maddenin delili, Allahu Teâlâ’nın şu sözüdür:

وَأَعِدُّوا لَهُمْ مَا اسْتَطَعْتُمْ مِنْ قُوَّةٍ وَمِنْ رِبَاطِ الْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِهِ عَدُوَّ اللَّهِ وَعَدُوَّكُمْ وَآخَرِينَ مِنْ دُونِهِمْ لا تَعْلَمُونَهُمْ اللَّهُ يَعْلَمُهُمْ “Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet için beslenmiş atlar hazırlayın. Ki onlarla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz Allah’ın bildiği düşmanları korkutursunuz.”[1]

Böylece savaş için hazırlık farzdır. Bu hazırlığın, düşmanı ve tebaadan münafıkları korkutacak bir şekilde açık olması gerekir. Zira Allah’ın ayetteki (ترهبون) “korkutursunuz” sözü, hazırlığın illetini göstermektedir. Şeriatın kendisi için belirlediği illet gerçekleşmedikçe “hazırlık” tamamlanmış olmaz. O illet ise, hazırlığın düşmanı ve münafıkları korkutacak boyutta olmasıdır. İşte buradan, ordu korkutucu ve caydırıcı bir niteliğe sahip olasıya kadar, öncelikle de vazifesi olan İslâm Davetinin yayılması için cihadı yapmaya kadir olasıya kadar onun için silah, muhimmat, levazım ve techizatın çoğaltılması farziyeti gelmektedir.

Allahu Teâlâ, bize hazırlıkla hitap ederken, onun illetinin açık düşmanı korkutmak ve açık olmayan düşmanları korkutmak olduğunu belirledi.

Yukarıda geçen ayet, çok dikkatli olarak incelendiğinde, Allah’ın hazırlığı savaş için değil ancak korkutmak için emrettiği görülür. Bu ise en keskin olandır. Çünkü, düşmanın müslümanların kuvvetini bilmesi onu müslümanlara saldırmaktan caydırır, korkutur. Bu ise, savaşları kazanmak ve zafere ulaşmak için en etkili büyük üsluptur.

[1] Enfal: 60