8 Aralık 2024’te Pakistan Dışişleri Bakanı, Suriye’deki gelişmeleri Türk mevkidaşıyla telefonda görüştü. ABD ve Müslüman dünyasındaki işbirlikçileri, Suriye’deki gelişmelerin Ortadoğu’da sömürgeci Sykes-Picot düzeninin çökmesine yol açabileceğinden büyük bir endişe duyuyorlar. Bu bağlamda ABD, Türkiye lideri ve diğer kukla yöneticiler, iki milyon Müslümanın fedakârlıklarını heder etmek, eski laik düzeni ve demokratik ulus devlet yapısını korumak, önceki
8 Aralık 2024’te Pakistan Dışişleri Bakanı, Suriye’deki gelişmeleri Türk mevkidaşıyla telefonda görüştü. ABD ve Müslüman dünyasındaki işbirlikçileri, Suriye’deki gelişmelerin Ortadoğu’da sömürgeci Sykes-Picot düzeninin çökmesine yol açabileceğinden büyük bir endişe duyuyorlar. Bu bağlamda ABD, Türkiye lideri ve diğer kukla yöneticiler, iki milyon Müslümanın fedakârlıklarını heder etmek, eski laik düzeni ve demokratik ulus devlet yapısını korumak, önceki suç rejiminin temellerinin yıkılmasını engellemek için canhıraş çalışıyorlar. Pakistan’daki Müslümanlar olarak, Şam’ın kahraman devrimcilerini tarih yazan mücadelelerinden dolayı yürekten tebrik ediyoruz. Kalplerimiz onlar için atıyor, zalimin devrilmesinden dolayından mutluyuz. Ancak, devriminizin gerçek bir sonuca ulaşması için kutlamaları bir kenara bırakmanızı, Allah’ın hükümlerine dayalı bir düzen kurarak Hilafeti inşa etmenizi ve Kudüs’ü özgürleştirme yolunda adım atmanızı öneriyoruz. Kudüs, gerçek devrimcilerle sahte devrimciler arasındaki farkı belirleyen çizgidir.
Müslüman dünyasının liderleri Katar’da bir araya gelip Amerikan planı doğrultusunda rol paylaşımı yaparken, Erdoğan’ın Şam devrimini baltalamadaki rolü bir kez daha ön plana çıkmaktadır. Ancak unutmayın ki, Amerika ve Batının Müslüman dünyasındaki hakimiyeti yalnızca bu hain yöneticilerle sınırlı değil! Zira sömürgeciler, Müslümanları bölen, zayıflatan ve felç eden kapsamlı bir sömürgeci düzen kurmuşlardır. Bu düzenin bekçiliğini yapan yöneticilerden hesap sorma vakti gelmedi mi? Müslümanları sınırlarla bölen ulus-devlet düzeni, ümmetimizin zayıflatılmasının en büyük sebeplerinden biridir ve ulus devlet modeli İslam’a aykırıdır. Demokrasi, Amerika’nın, yönetimi Allah’ın emirlerinden uzaklaştırıp doğrudan güdümü altında olduğu insan arzularına yönlendirmek için kullandığı bir araçtır. Müslümanlara Şeriatın sadece bir kısmını gösterip İslam’ın tam uygulanmasını engellemek, Amerika’nın bizi köleleştirme planının bir parçasıdır. Bu zincirleri kırmak zorundayız! Böylece Müslümanlara, sömürgecilere hizmet etmek üzere tasarlanmış zayıf, itaatkâr ve köle devlet olanağı sunulmaktadır. Amerika, Suriye’de sivil demokratik devleti devam ettirmek istemektedir. Amerika, daha önce de Mısır’da Cumhurbaşkanı Mursi’yi sivil demokratik devlet aracılığıyla kontrol ettiği gibi şu anda Afganistan’da Taliban’ı da sivil devlet üzerinden kontrol etmektedir. O halde aynı delikten yirmi kez sokulmaya hazır mıyız?
Ey Pakistan silahlı kuvvetleri! Suriye’de askeri liderlerin Beşşar Esed’i devirememesi yüzünden iki milyon Müslüman şehit oldu. Halk ile silahlı gruplar Esed’i devirmek zorunda kaldı. Son yirmi yılda Amerikan silahlı kuvvetlerinin, Müslümanların yöneticilerinin Amerika’ya her türlü desteği sağlamalarına rağmen Afganistan ve Irak’ta nasıl aşağılandığını görebilirsiniz. Müslüman orduları mevcut yöneticileri devirip Raşidi Hilafet’i yeniden kurduklarında ve Amerika’yı Müslüman dünyasından kovduklarında, sömürgeciler şeytanın sahte vaatlerini ve yalan fısıltılarını unutacaklardır! Bugün, küresel Müslüman kamuoyu Allah’ın hükümleriyle yönetilmeye ve Amerikan sömürgeciliğini sona erdirmeye hazır ve isteklidir. Haydi, bu kriz döneminde kararlı bir şekilde harekete geçin! Raşidi Hilafet’i kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Allah’ın izniyle Hilafet hızla İslam dünyasını birleştirecek, Kudüs’ü özgürleştirecek, Yahudi varlığını ortadan kaldıracak ve sömürgecilerin tüm düzenlerini tarihe gömecektir. Ümmetin dirilişi çok yakın, siz de bu kutlu yürüyüşe katılarak Allah’ın rızasına erişmek istemez misiniz?
وَمِنَ النَّاسِ مَن يَعْبُدُ اللهَ عَلَى حَرْفٍ فَإِنْ أَصَابَهُ خَيْرٌ اطْمَأَنَّ بِهِ وَإِنْ أَصَابَتْهُ فِتْنَةٌ انقَلَبَ عَلَى وَجْهِهِ خَسِرَ الدُّنْيَا وَالْآخِرَةَ ذَلِكَ هُوَ الْخُسْرَانُ الْمُبِينُ“İnsanlardan kimi Allah’a yalnız bir yönden kulluk eder. Şöyle ki: Kendisine bir iyilik dokunursa buna pek memnun olur, bir de musibete uğrarsa çehresi değişir (dinden yüz çevirir). O, dünyasını da ahiretini de kaybetmiştir. İşte bu, apaçık ziyanın ta kendisidir.” [Hac 11]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu