Ürdün’deki Ekonomik Sorun Öncelikle Siyasi Bir Sorundur, Çözümü, İslam’ın Ekonomik Sistemi ve Hilafet Devletidir

Temsilciler Meclisi, yüzde 75 çoğunlukla, 2023 yılı genel bütçe yasa tasarısını onayladı. Bu, beklenmedik bir durum değildir. Mecliste 3 gün süren oturumlar, yasa tasarısına yönelik sert eleştirilere sahne oldu. Tartışmalar mali açık, kamu borcundaki yüksek faiz, ekonomik büyümeyi teşvik eden planların, programların ve stratejilerin yokluğundan kaynaklanmaktadır. Hani bir deyiş vardır: ipe sapa gelmez şeyler ile

Temsilciler Meclisi, yüzde 75 çoğunlukla, 2023 yılı genel bütçe yasa tasarısını onayladı. Bu, beklenmedik bir durum değildir. Mecliste 3 gün süren oturumlar, yasa tasarısına yönelik sert eleştirilere sahne oldu. Tartışmalar mali açık, kamu borcundaki yüksek faiz, ekonomik büyümeyi teşvik eden planların, programların ve stratejilerin yokluğundan kaynaklanmaktadır. Hani bir deyiş vardır: ipe sapa gelmez şeyler ile uğraşmak. Halkın temsilcileri olduklarını iddia eden milletvekilleri ile halkın özlemleri tamamen farklıdır. Ürdünlülerin yüzde 85’inin hükümetin ekonomik politikalarının ve önlemlerinin başarısız olduğunu düşünüyor. Çünkü ekonomik yük hafifletilemedi, fiyat artışları durdurulamadı veya yoksulluk ve işsizlik oranları düşürülemedi.

Ürdün ekonomisinin gerilemesi, küresel ekonomik krizlerin nedenlerine ve çalkantılı koşullara bağlanması, tam bir hayal kırıklığıdır, yanılgıdır. Ürdün’ün zor şartların üstesinden geleceği iddia ediliyor. Siyasi çevreler ise, Ürdün’ün yirmi yılı aşkın bir süredir iyileşme safhasında olduğunu ve “çözümsüz bir kriz” içinde debelendiğini söylüyorlar. Ürdün’deki krizi, küresel krize bağlamak iki açıdan yanlıştır. Birincisi, küresel kapitalist ekonominin yaklaşımını izlemek ve arkasına saklanmak havanda su dövmeye benzer. Çünkü kapitalist ideoloji, yozlaşmanın temeli ve küresel ekonomik krizlerin ana nedenidir. İkincisi, kapitalist ülkelerin sömürgecilik ve yağmacılığa dayalı ekonomileri, Müslüman ülkelerdeki harap ekonomik koşullarla karşılaştırılamaz. En belirgin özellikleri arasında siyasi, ekonomik ve sosyal istatistiksel rakamlar yer almaktadır:

1- Cari yılda toplam kamu gelirleri 9.569 milyar dinar olarak gerçekleşti ve bunun çoğu harç ve vergilerdir, yani insanların cüzdanlarıdır. Toplam kamu harcaması 11.431 milyar dinardır. Buna göre 802 milyon dinarlık olası dış hibe çıkarıldıktan sonra bütçe açığı 1.862 milyar dinardır.

2- Geçen yılın sonunda Ürdün’ün kamu borcu, 38 milyar 587 milyon dinar olarak gerçekleşti yani gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 114’üne tekabül ediyor. Faize dayalı borç gelirleri geçen yıl yüzde 10’luk artışla 1.755 milyar dinara ulaştı.

3- 2023 yılı bütçe tasarısı, faiz mali yükümlülükleri ödemek için hükümetin 8,8 milyar dinarlık bir kredi almayı planladığını gösterdi. Mali yükümlülükler, artan bütçe açığının karşılanmasını, iç ve dış kredi taksitlerinin ve dolar tahvillerinin geri ödenmesini içermektedir.

4- Meclis Maliye Komisyonu’nun en belirgin talebi, sivil ve askeri personel ile emeklilerin maaşlarına zam yapılmasıdır. Yaşanan tartışmalara ve hükümetin ekonomi politikalarına yöneltilen eleştirilere rağmen köklü bir çözüm ortaya konulamadı. Ürdün ekonomisi, kapitalist siyasete ve 34 yılı aşkın bir süredir ekonomisini uçuruma sürükleyen IMF programlarına dayanmaktadır. Bunlardan uzak bir ekonomi politikasına sunulamadı.

5- Bankalardan sağlanan – faizli- krediler, 2022 yılında 2,6 milyar dinarlık bir artışla 32,6 milyar dinara ulaştı. Ürdünlülerin bankalardaki faiz mevduatları da aynı miktarda bir artışla 2022’de 42.1 milyar dinara ulaştı.

6- Merkez Bankası, 1995’ten beri dinarı dolara endeksleme politikasını güçlendirmekte, enflasyonist baskıları kontrol altına almak ve faiz oranlarını yükseltmek için döviz kurundaki istikrarı korumaktadır. Dinarı korumak bahanesiyle adım adım ABD Merkez Bankasını izlemektedir.

7- Ürdünlülerin bankalara ödediği krediler, 16 milyar doları buldu. Bir milyondan fazla kredi borcu olan var. Geçen yıl faiz oranlarında birden fazla artış gerçekleşti. Bu, Ürdünlülerin kredilerini geri ödeme ihtimalini çok zorlaştırdı. Kredi borcu olanlar, Ürdün hapishanelerindeki mahkûmların yaklaşık yüzde 16’sını oluşturuyor.

8- Ürdün’de bir milyondan fazla mudiinin, temerrüde düştüğü ve iflas ettiği tahmin ediliyor. Resmi rakamlar bu temerrüde düşenlerin yaklaşık iki buçuk milyar dolarlık borç ve banka çeki ödemesi olduğunu söylüyor. Kredileri nedeniyle aranan Ürdünlülerin sayısı 155 bin civarında.

9- Bilançolarını açıklayan 15 bankanın, 2022’nin ilk yarısında (vergi sonrası) karları yaklaşık 425,7 milyon dinar olarak gerçekleşti. 2021’in ilk yarısında 309,1 milyon dinardı. Yani yüzde 37,7’lik bir artış söz konusu.

10- Ürdün bütçesi, kapitalistlerin harcamalarını karşılamak ve kamu borcunun faizini ödemek için temel olarak yardımlara, hibelere ve yumuşak kredilere dayanmaktadır. Kuruluşundan bu yana Ürdün’de Batılı ülkelerin sağladığı hibelerin aslan payını Amerikan yardımları oluşturmaktadır. Geçenlerde Amerika, dördüncü mutabakat zaptını yeniledi ve yedi yıl daha uzattı. Yardımlarını 1.275 milyar dolardan 1.450 milyar dolara çıkardı.

11- Dünya Bankası da dâhil olmak üzere uluslararası kuruluşlar, Ürdün’deki yoksulluk oranının yüzde 27’yi geçtiğini ve işsizlik oranının da yüzde 25’i aştığını tahmin ediyorlar. Yani nüfusun dörtte biri işsiz.

Ürdün’deki kötü ekonomik koşullara kısaca bakış budur. Zengin fakir tüm İslam ülkelerindeki kötü ekonomi politikalarının sebepleri de neredeyse aynıdır. Onun için bu gerçekliğe ilişkin teşhisler ve köklü çözümler ortaya konulması kaçınılmazdır. Bu çözümler uygulanırsa, Ürdün ve Allah’ın büyük bir zenginlik bahşettiği tüm İslam ülkeleri içinde bulundukları ekonomik krizden çıkacaklardır:

1- Ürdün’deki ve tüm Müslüman ülkelerdeki ekonomik sorunlar öncelikle siyasi bir sorundur. Amerika ve İngiltere öncülüğünde ülkemizde nüfuz ve zenginlik için mücadele eden sömürge ülkelerine bağımlılık sorunudur. İslam ülkelerindeki yönetim sistemleri, sömürgeci çıkarları gerçekleştirmekle yükümlüdürler. Yahudi varlığının siyasi istikrara kavuşturulması ve güvenliğinin sağlanması, yerel ve bölgesel ekonomik projelere entegre edilmesi yükümlülükleri arasındadır.

2- Ürdün’ün ekonomi politikası, bağımlı kapitalist bir politikadır. IMF ve Dünya Bankası aracılığıyla Batı’nın siyasi kararlarına boyun eğmekte, ümmetin mal ve servetinin yağmalanmasını sağlamakta, yolsuzluğa, haksız vergilere ve insanların ceplerinin soyulmasına dayanmaktadır.

3- Kapitalist ekonomi deneyimi, kendi yurdunda bile başarısız olmuş, küresel ekonomik krizlere yol açmıştır. Mülkiyet özgürlüğü fikri ile mal ve hizmetlerdeki göreceli kıtlık bakış açısına dayanmakta, bunun çözümünü, mal ve hizmet üretimini artırmak olarak görmektedir. Kapitalist ekonomi, kendi toplumlarındaki ve dünyadaki zenginlik, güç ve etkinin, yüzde 1’lik kesimin kontrolüne geçmesine yol açmıştır.

4- Tek çözüm, İslam’dır, başka gerçek bir çözüm yoktur. İslam’a göre ekonomik sorun, servetin yanlış dağılımıdır. İslam, her bireyin servetten faydalanmasını sağlar, belli bir grubun elinde birikmesini önler, mülkiyeti ayırır, mülkiyet sahiplerini belirler. İslam’a göre, tükenmez zenginlik kamu mülkiyetidir, Hilafet Devleti’nin tüm vatandaşlarının malıdır.

5- Tefeci bankacılık sistemi, kapitalist ekonominin baş belasıdır. Bankalar, mevduat adı altında insanların paralarını toplayıp sermaye ve iş sahiplerinin cebine koyar. Bu da insanların parasını birkaç kişinin elinde bir devlet haline gelmesini sağlar. İslam’ın devlet ve şahıslara tefeciliği yasaklamış olmasının yanı sıra faizli borç sistemi de büyük bir ekonomik sorun teşkil etmektedir.

6- İslam, gereksiz yere para biriktirmeyi yasaklar. Aksine para, endüstriyel, tarımsal veya ticari projelerde veya Şeriatın onayladığı diğer herhangi bir yerde kullanılmalıdır. Böylece servet dolaşımda, hareket halinde ve toplumda aktif olarak kalacaktır. Servet sahipleri ve çalışanları gelirinden, yoksullar, muhtaçlar ve diğer sekiz sınıf da zekâtından faydalanacaktır.

وَٱلَّذِينَ يَكۡنِزُونَ الذَّهَبَ وَالۡفِضَّةَ وَلَا يُنفِقُونَهَا فِي سَبِيلِ اللهِ فَبَشِّرْهُم بِعَذَابٍ أَلِيمٍAltın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele.[Tevbe 34]

7- İslam, altın ve gümüşü paranın tek ölçüsü yapar. Günümüzde banknotlar, altın ve gümüşe yani altın ve gümüş sistemine dayalı değildir. Amerika, değeri giderek düşen ihtiyacı kadar dolar basarak dünyanın zenginliğini talan etmektedir.

Ey Müslümanlar! Ey Ürdün halkı! İslam’da ekonomik politika, her bireyin temel ihtiyaçlarının bütüncül doyumunu garanti altına almak ve elinden geldiği kadar lüks ihtiyaçlarının karşılanmasına olanak sağlamak temeline dayalıdır. Çünkü birey, kendine has bir yaşam tarzı olan belli bir İslam toplumunda yaşamaktadır. İslam, servetin dağılımına büyük bir titizlik göstermiş, mülkiyetin sebeplerini ve gelişme yollarını belirlemiş, harcama yollarını açıklamıştır. Böylece paranın toplumda bir kaç kişinin elinde birikmesini önlemiştir. Paranın biriktirilmesini haram kılarak, paranın piyasada dolaşmasını ve herkesin yararlanmasını sağlamıştır. Yüksek fiyat, finansal enflasyon ve hayali ekonomi gibi büyük ekonomik sorunlara yol açan tefeciliği yasaklamıştır.

Ey Müslümanlar! İnsanların bankalara vadeli yatırdıkları 42 milyar dinarı aşan mevduat, Allah’a ve Rasûl’üne savaş ilanıdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

فَإِن لَّمْ تَفْعَلُوا فَأْذَنُوا بِحَرْبٍ مِّنَ اللَّهِ وَرَسُولِهِ وَإِن تُبْتُمْ فَلَكُمْ رُءُوسُ أَمْوَالِكُمْ لَا تَظْلِمُونَ وَلَا تُظْلَمُونَEğer böyle yapmazsanız, Allah ve Rasûlüyle savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek olursanız, anaparalarınız sizindir. Böylece siz ne başkalarına haksızlık etmiş olursunuz, ne de başkaları size haksızlık etmiş olur.[Bakara 279] Ayrıca mevduat, yozlaşmış kapitalist sistemin bir parçasıdır. Kapitalizm, ekonominin çarkını döndüren projelerde işletmek yerine parayı zenginler arasında bir devlet haline getirir. Devlet vergiler, harçlar ve para cezaları gibi bazı engeller koymuştur.

İslami ekonomik sistem, Hilafet Devleti’nde uygulanmadıkça meyve vermez. Bugün yıkılışının 102. yıl dönümüdür. O hâlde fakirlikten, açlıktan, işsizlikten ve zenginliklerinizin sömürülmesinden kurtulmak için ey Müslümanlar sizi Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak amacıyla çalışmaya davet ediyoruz.

هُوَ الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ ذَلُولاً فَامْشُوا فِي مَنَاكِبِهَا وَكُلُوا مِن رِّزْقِهِ وَإِلَيْهِ النُّشُورُ O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allahın rızkından yiyin. Dönüş ancak Onadır.[Mülk 15]

Diğerleri